|
Post by ggurelsserife on Aug 30, 2016 16:11:32 GMT
Diğer arkadaşlarımın da söylediği gibi öğrenci başarısının belirlenmesinde en etkili ve en temel unsur sınavlardır.Öğrencilerin soruları anlama ve algılamasında bireysel farklılıklar olduğu için bu sınavlar çoktan seçmeli, sınıflama gerektiren, kısa veya uzun yanıtlı sorular şeklinde karma olarak hazırlanmalıdır. Ancak sınavlar öğrencilerin derslere olan ilgi, merak ve heyecanını söndürür. Öğretmenler konunun önemine ve yararına vurgu yapsalar bile öğrenciler "Sınavda buradan soru çıkacak mı?" diye sorarlar ve dersi sadece sınav odaklı dinlerler, sınav için çalışırlar ve o dersle ilgili kalıcı bir bilgi edinemezler. Sınavlar öğrenciler için hep korkutucu olmuştur ve öğrencileri mutsuz ederler. Hatta bazı sınavlar öğrencileri kopya çekmeye bile yönlendirir ve öğrenciler arası gerginliklere neden olabilir.Yukarıda sayılanlar gibi birçok sorunlara neden olmasına rağmen öğrenci başarısını ölçmek için sınavlardan başka alternatif bulunmamaktadır. Sınavlarla ölçülemeyen bilgi ve beceriler vardır.Ancak sınavların yerine alternatif olarak sunulan portfolya, kavram haritası, ruprik, grid vb. edim göstergelerinin de sınavların yerini tutacağını düşünmüyorum. Çünkü öğrenciler bu edim göstergelerini hazırlarken farklı kaynaklardan kopya çekebilir ve gereğinden fazla yardım alabilir. Bu edim göstergelerinin geçerliliği, güvenilirliği, verimliliği ayrıca tartışılmalıdır.(Ders içi notlar ve Ali Baykal-Sınavlardan Sınav Beğen)
ÖĞRENCİLERİN SINAVLARDA KOPYA ÇEKMESİNİ ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ? MÜMKÜNSE ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
|
|
|
Post by haticebozdag on Aug 30, 2016 16:20:01 GMT
çoktan seçmeli soru türleri kullanılmalıdır hem çok sayıda öğrencinin başarısını belirlemede etkindir.objektifdir, güvenilirliği ve geçerliliği en yüksek sınav türüdür kısa zaman da çok sayıda soru sorulabilir iyi soru yazıldığında analiz ve değerlendirmede ölçülebilir.öğrenme eksikliklerini,öğrenme güçlüklerini kavram yanılgılarını öğrenme düzeyini belirlemed etkindir. ancak genellikle alt düzey bilgileri ölçer bu nedenle tam bir ölçüm yapıldığı söylenemez.sınavla yapılmayan bilgi ve beceriler vardır bunları belirlemede başka yöntemler kullanılabilir örneğin sınıf ortamında sunum yapılabilir kişinin ana dili kullanımı vücut dilini kullanımı anlatımı konunun özünü kısa detaylarla ortaya koyma becerisi bu tür aktiviteler de etkindir.bir diğer yöntem de öğrenilmesi istenen konuyla ilgili öğrenciye verilen ödevler,makaleler,kompozusyonlar da yazma yeteneğini ve yorumlama yeteneğini belirlemede oldukça etkili bir yöntemdir ayrıca konunun tartışılması sınıf içinde konu hakkında aktif düşünce becerisini test edilmesini ve ölçülmesinde yardımcı olur.
|
|
|
Post by Atakan SEZER on Aug 30, 2016 16:28:14 GMT
Öğrencinin başarısını belirlemede, motomot ezbere dayalı öğretimin sonuçlarından çok kavrama,yorumlama ve üretme mekanizmalarını en verimli şekilde harekete geçirmenin daha faydalı oldugunu düşünüyorum. Fakat, büyük bir kitleyi sınav yapıyorsak ülke,il,ilçe bazında test yöntemi en mantıklı ölçme aracı olarak değerlendirilebilir. Kavrama, yorumlama ve üretme mekanizmasını açacak olursak; öğrenciye en uygun şekilde en açık haliyle konuları, olguları anlatıp onlardan konu sonu performans ödevi ya da orta-geniş ölçekte bir ödevle geri bildirim alınması ve bunlarla tüm yıl boyunca hem öğretmen hem öğrenci tarafından titizlikle hazırlanmış portfolyoları göz önünde bulundurmak ve bunları %50 üstü bir puanlama sistemi içinde tutmak benim fikrime göre hem gerçek manada öğretici hem herkesin o işte 'tuz,biber' olması için güzel bir değerlendirme aracı olabilir. Diğer yandan, ''Sınavlarla ölçülemeyen bilgi ve beceriler var mıdır?'' sorusuna cevap verecek olursak, bu durum ölçme aracının çeşidiyle, öğretmenin zorlama isteğiyle ya da öğrencinin ''en önemli'' dediği konu,kavram ve ünitelere çalışmasıyla parallelik gösterebilir.Ayrıca işin özüne indiğimizde, çok sınav olması,hep sınav olması, sadece teorik olması, pratikte hem siyasi hem kişisel yeterliliğin olmaması da ölçülemeyen bilgi ve becerileri sorgulatabilir. Sonuç olarak, Türk eğitim sistemi ezbere dayalı sistemden bir an önce vazgeçip, daha çok anlaşılmaya ve üretmeye odaklanmalıdır. Böyle olduğu takdirde, sınav sistemlerinin eksikliğinden çok ortaya çıkan işler hakkında konuşabiliriz.
|
|
|
Post by pinarbayik on Aug 30, 2016 16:30:06 GMT
ögrenci başarısını belirleyen ölçme araç ve yöntemlerden biride akıllı tahtalar her dersin sınıfı mödüllü ders anlatımları iyi bir görsel efekler kullanılabilir nedeni ise daha kalıcı ve ögrencilerin daha istekli olmasını saglar çok başarılı olupta sınavlarda o başarısını gösteremeyen çok ögrenci var sınavlar ögrencilerin kaygı ve endişelerini artırıyor ve buda başarısızlıga neden oluyor. spor ve ögrencini el becerileri vardır sınavlarla ölçülemeyen resim,müzik,tiyatro..vs...
|
|
|
Post by atakansezer on Aug 30, 2016 16:34:40 GMT
Öğrencinin başarısını belirlemede, motomot ezbere dayalı öğretimin sonuçlarından çok kavrama,yorumlama ve üretme mekanizmalarını en verimli şekilde harekete geçirmenin daha faydalı oldugunu düşünüyorum. Fakat, büyük bir kitleyi sınav yapıyorsak ülke,il,ilçe bazında test yöntemi en mantıklı ölçme aracı olarak değerlendirilebilir. Kavrama, yorumlama ve üretme mekanizmasını açacak olursak; öğrenciye en uygun şekilde en açık haliyle konuları, olguları anlatıp onlardan konu sonu performans ödevi ya da orta-geniş ölçekte bir ödevle geri bildirim alınması ve bunlarla tüm yıl boyunca hem öğretmen hem öğrenci tarafından titizlikle hazırlanmış portfolyoları göz önünde bulundurmak ve bunları %50 üstü bir puanlama sistemi içinde tutmak benim fikrime göre hem gerçek manada öğretici hem herkesin o işte 'tuz,biber' olması için güzel bir değerlendirme aracı olabilir. Diğer yandan, ''Sınavlarla ölçülemeyen bilgi ve beceriler var mıdır?'' sorusuna cevap verecek olursak, bu durum ölçme aracının çeşidiyle, öğretmenin zorlama isteğiyle ya da öğrencinin ''en önemli'' dediği konu,kavram ve ünitelere çalışmasıyla parallelik gösterebilir.Ayrıca işin özüne indiğimizde, çok sınav olması,hep sınav olması, sadece teorik olması, pratikte hem siyasi hem kişisel yeterliliğin olmaması da ölçülemeyen bilgi ve becerileri sorgulatabilir. Sonuç olarak, Türk eğitim sistemi ezbere dayalı sistemden bir an önce vazgeçip, daha çok anlaşılmaya ve üretmeye odaklanmalıdır. Böyle olduğu takdirde, sınav sistemlerinin eksikliğinden çok ortaya çıkan işler hakkında konuşabiliriz.
|
|
|
Post by ggurelsserife on Aug 30, 2016 17:21:44 GMT
Bir çok arkadaşımında dediği gibi öğrenciler üzerinde karma sınavlar uygulanmalıdır.Bunun nedeni kişilerin algılama düzeylerinin ve yeteneklerinin farklı olmasıdır.Herhangi bir sınav yapıldığında yapılan sınav grubu yansıtmıyorsa istenilen başarı elde edilemez.Başarı elde edilemeyince kişilerin benliklerine zarar verebilir yani kendilerini kötü hissedebilirler.Bu da bazı kişilik sorunlarına yol açabilir.Yapılan ölçme ve değerlendirme grubun bütün özellikleri göz önüne alınarak yapılmalıdır.Sınavlarda ölçülemeyen bilgi ve beceri tabi ki de vardır.Bunun nedeni ise kişinin kendini baskı altında hissetmesidir.Yani kişiyi kısıtlayan ve ifade özgürlüğüne engel olan sistemleri ortadan kaldırmalıyız.Başarı ölçülmelidir fakat uygun durumlarda yani uzun bir emeğin ardından sadece 1-2 saatlik bir sınava sığdırmamalıyız. Örneğin hepimiz üniversite sınavına girdik ve 12 yıllık birikimi 3 saatlik bir sınava tabi tutulması yanlıştır.eminim ki buna herkes karşıdır.aslında öncelikli olarak kişiler herhengi bir ölçme ve degerlendirme sınavaına girecekse bunun kısa aralıklarla ve uygun zaman dilimlerinde yapılması gerekir. Basarı böylece daha yükselecektir.. Arkadaşımın sınav süresi hakkında söylediklerine katılmıyorum. Çünkü ; ölçme sürecinin,ölçülen boyutun gelişim süreci ile orantılı olması zorunlu değildir.Nasıl ki arpa,buğday yedi-sekiz ayda büyür ancak hasat bir anda tartılır. Bundan dolayı ölçme süresi değil güvenilirliği ve geçerliliği önemlidir.(Prof. Dr. Ali Baykal- Sınavın Varlık Nedeni Yokluğunda Belli Olur.)
|
|
|
Post by pinarbayik on Aug 30, 2016 17:36:11 GMT
ögrencinin başarısı bence sınavla şartlandıramayız çünkü sınav psikolojisinde ögrencilerin geneli yapamıyr eger ki sınav test ise bu hiç belirlenemez belirmesi için her ögrenciye ayrı gruptan test verilmeli ve ögrencinin kopya çekmesi engelenebilir buda ögrencinin başarılı olup olunmadıgı anlaşılır. keza anlaşılmadıysa kopya vakası ile karşılaşılır. Ama asıl des içi durumlarına bakılmalıdır yada sınavın çoktan seçmeli degilde klasik tarzda yapılması gerekir kopya riski ve cevap benzerlikleride azalır vede sınavın güvenirligi artar.
|
|
|
Post by ggurelsserife on Aug 30, 2016 18:18:17 GMT
sınavlarla ölçülemeyen özellikler vardır; bunları daha çok portfolyo, perfotmans ve proje ödevleri ile ölçmeye calısıyorlar fahat bu ölçmelerde hata oranları artıyor. Çünkü; öğrenci ödevi başkasına yaptırması, araştırmasının internetten aynen geçirmesi, öğretmenin değerlendirme de subjektif olması olması gib negatif durumları vardır. Bu yüzden ölçülemeyen özellikler için daha iyi bir ölçme aracı bulunmalıdır. (bence bu özellikler; etkili iletişim becerisi, araştırma yapma ve sonucları değerlendirme vs çoğaltılabilir.) ÖLÇÜLMEYEN ÖZELLİKLERİN ÖLÇÜMÜ İÇİN NASIL BİR ARAÇ OLMALI SİZCE ? bir fikri olan var mı? Mesela;spor, dans,bale gibi bedensel beceri gerektiren alanlar için tek oturumluk sınavlar değil özel nitelikli psikometrik veya psikoteknik ölçmeler kullanılabilir.
|
|
|
Post by svlsahn6778 on Aug 30, 2016 18:20:13 GMT
Öğrenci başarısının belirlenmesi için kullanılan araçlar sınavlardır.Fakat sınavlar öğrencilerinin zekası ya da başarı durumları hakkında kesin sonuç veremez çünkü sınavlar ölçmek istediğimizi tam olarak ölçemez ya da o sınav öğrenci için uygun değildir. Bir sınav sonucuna göre öğrenci hakkında değerlendirme yapılmamalıdır.Sınavlar da kendi içinde gruplara ayrılır bunlar; sözlü yanıt gerektiren, kısa yanıtlı, uzun yanıtlı ve çoktan seçmeli olarak dörde ayrılır. Kapsam geçerliği, bilişsel alan, uygulaması ve puanlama geçerliği yönleriyle farklılıklar içerir. Tek bir sınav türü ölçmek istediğimizi tam olarak ölçmediği için en uygun sınavlar karma sınavlardır. Karma sınavlar kapsamı, geçerliği yönünden en güvenilir sonuçları verir bu yüzden öğretmenler karma sınavları tercih etmelidir.Ayrıca sınavlarda hangi alanı ölçeceğimize önceden karar vermeliyiz bilişsel alanı ya da duyuşsal alanı ölçmek istediğimizde ona göre sınavlar oluşturmalıyız.Fakat hiçbir zaman şu unutulmamalıdır:Hiçbir sınav bu karma sınav da olsa öğrenci zekası ya da ilgi alanı hakkında kesin sonuçlar vermemektedir bu yüzden öğretmenler öğrenciler hakkındaki düşüncelerini sınavlara göre belirlememelidir. Etkili öğretmen öğrencisini tanıyan öğretmendir bu yüzden öğrenciyi etkileyen fiziksel ve kalıtsal özellikleri göz önünde bulundurmalı ve ona göre değerlendirme yapılmalıdır.
|
|
|
Post by gulerozkan on Aug 30, 2016 19:04:23 GMT
Sınavlar öğrenci başarısını belirleyen en önemli etmendir. Tabi ki de tek başına yeterli değildir. Öğrenci başarısı belirlenirken kısa cevaplı sorular, uzun cevaplı sorular, doğru, yanlışlı,çoktan seçmeli sorular ,testler v.s gibi soru tipleri kullanılır.Arkadaslarnda üzerinde durduğu gibi tek başına sınav sistemi yeterli değildir. Çünkü sınavda başarisiz olmayı etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar öğrenci psikolojisi,öğretmen psikolojisi,çevresel etkiler vs.Öğretmen sınav degerlendirirken mutlaka kanaat notu kullanmalı. Çok başarılı bir öğrenci psikolojik bir sebepten ötürü sınavdan kötü not alabilir ya da başarısiz bir öğrenci kopya çekerek yüksek not alabilir. Ülkemizde yapılan en büyük yanlışlıklardan biri de sınav sistemidir. Kpss ,YDS, LYS, v.s gibi hayatımızı belirleyen sınavlar da tek bir sınavla tüm hayatımızı değiştirecek sonuçlar alırız. Sınav sistemi değişmeli mi sizce ne tür tavsiyeler önerirsiniz arkadaşlar. Belki de bizim tavsiyelerimiz ışığında yeni sınav sistemleri için temel oluşur. Yorumlarınızı bekliyorum.
|
|
|
Post by baharkirlibal on Aug 30, 2016 19:49:23 GMT
Öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alınarak onların bilgi ve becerilerini eyleme dönüştürmelerini, gerçek yaşama aktarmalarını sağlayacak durum ve ödevler aracılığıyla değerlendirme yapmak öğretmenlerin başlıca görevlerinden biridir.Öğretmenler öğrencilerin performansları değerlendirilerek , dersin kazanımlarıyla ilgili olarak öğrencinin günlük yaşamındaki problemleri nasıl çözeceğini ve bu problemleri çözmek için sahip olduğu bilgi ve becerileri nasıl kullanacağını göstermesini ister. Performans değerlendirmeyle öğrenciler, sınav saatleriyle sınırlandırılmaksızın geniş bir zaman diliminde çalışma ve tekrar yapma hakkına sahip olmuş olurlar.Öğrencilerin üzerindeki sınav kaygı ve stresi de azalmış olur. Ayrıca, oluşturulan ölçütlere göre yeterlik derecelerini ortaya koyma olanaklarına sahip olurlar.(Kaynak:Ders notları)
|
|
|
Post by Sultan Tüylü on Aug 30, 2016 20:31:39 GMT
Ülkemizde ögrenci başarısı belirleme yöntemi olarak çoktan seçmeli sorular ve yazılı sınav yani klasik sınav yöntemi kullanılmaktadır. Ancak bana göre ögrenci başarısını en iyi belirleyen yöntem ecem ve esra arkadaşlarımında söylediği gibi karma test yöntemidir. Çünkü mesela kendi adıma konuşmak gerekirse klasik sınavlarda daha başarılıyımdır ancak arkadaşım ise çoktan seçmeli sınavlarda daha başarılıdır. Yani ikimizinde başarısı sınav tekniğine göre değişmektedir oysa karma testte öğrenci her ikisiyle de karşılaştığı için orta yol olmuş olur ve en azından ögrenci soruların yarısını cevaplayabilir. Sınav güçlüğü zaten orta düzeyde olmalıdır ki ögrenci başarısı tam olarak ortaya çıksın. Ölçme yöntemi olarakta 4 yöntemimiz bulunmaktaydı bunlar: Sıralama, sınıflama,eşit aralıklı ölçek ve eşit oranlı ölçektir.Bunlar ölçme işlemini en geçerli ve güvenirliliği en iyi olduğu için bunlar kullanılmaktadır. Sınavlar ögrenci başarısını belirlemek için tek başına belirli olan bir yöntem degildir çünkü ögrenci o sırada hasta olabilir, ışıktan sesten rahatsız olabilir, sınıf ortamı uygun olmayabilir. Ögrenci sınavda heycanlanıyor olabilir ancak derslerde yeterli katılımı gösteriyordur.Sınavlar kısıtlı bir zaman diliminde gerçekleştirildiği için ögrencinin başarısını tam ölçemez. Sınavlarda ölçülemeyen özellikler elbette ki vardır mesela bireyin doğuştan gelen yetenekleri yani özel yetenekliögrenciler çoktan seçmeli yada klasik bir sınavda başarı düzeyi belirlenebilir mi ? Elbette ki belirlenemez.Gerçi artık hayatımız bir sınav olmuş özel yetenek sınavları avr artık mesela artık üniversitelere ona göre bir sınav sistemi belirlenmiş ve o uygulanarak ögrenci şeçme işlemi yapılmaktadır. Sınav yerine mülakat daha anlamlı olabilir veyahut ben olsam gözlem yoluyla seçerdimögrenciyi yada başarısını ona göre belirlerdim çünkü bana göre en uygunu bu olurdu.Ögrenci neler yapıyor mesela bir grup çalışmasında aktifliği ne oranda nasıl bir yönetim sergiliyor yada nasıl bir özel yetenegi var işte bunlara bakardım ve yöntemim gözlem olurdu. Sınavlar ögrencilerin korkulu rüyası haline gelmiştir bunun yerine gözlemen iyi yöntemdir bence. Kaynak: Ders pdf leri ve okuma görevleri
|
|
|
Post by elifsari on Aug 30, 2016 20:51:10 GMT
SINAVLAR; Bir değil, bin tane. Hakkında fikir üretmeyen kimsenin kalmadığı "ben de biliyorum" diye ayağa kalkıp görüş beyan etmeyen "benim de canım yandı" demeyen yok denecek kadar az. Ne kadar garip? Acaba başarabilecek miyiz? Yanlış anlamayın. Sınavlar evlatlarımızdan önemli mi? Gerçekten başarılı, çalışkan insanlar olmak zorunda mıyız? Yetmez mi öğrendiğimizi uygulamak, uygulayarak öğretebilmek, uygulayabilen gençler yetiştirmek. İşte o zaman adeta bir kısır döngü gibi domino taşları gibi gitmez mi bu sistem? SINAVLAR. Elimizi versek kolumuzu kaptırıyoruz. Sınava koşarak giden sınava gidiyorum diye sevinen insan var mı ki bu dünyada? Bir insan sınav ile doğar ve sınav ile ölür. Prof. Dr. Selahattin Turan; Sınava girecek öğrencinin, ameliyata girecek hastadan daha kaygılı olduğunu söylüyor. Gülünç, ilginç ve KORKUTUCU. Sınav sonrası atılan manşetler. Ve bir sınav klasiği daha. Aileler ve evlatlara verdiği maddi ve manevi zararlar. Sınavlar kaldırılsa öğrencilerimiz okullara beş bin bilgisayar hediye etmiş olacaklardı. (Prof. Dr. Ali Bakkal) Evet, Öğrenci başarısının belirlenmesinde kullanacağımız ölçme araçları ve yöntemleri var. Yok değil. Sınavda öğrencilerin zihinsel yetenekleri, okuduğunu anlama, kavrama, yorumlama, değerlendirme, düşünme, sınıflama, ayırt etme becerileri de ölçülmeli. Peki ilgi, tutum, yetenek ve becerilerin sınavla ölçülmesi mümkün mü? Mümkün değil. Her çocuk sınıf ortamında öğrenemez. Bazıları geç öğrenir. Bazıları hiç öğrenemez. Bireysel farklılıkları dikkate almak gerekir. Sınav eğitimde en yaygın ölçme aracıdır. (Prof. Dr. Ali Bakkal) Sınavsız bir eğitim ve yine sınavsız bir eğitim ne yazık ki düşünülemez. Kabullenelim. Çoktan seçmeden kaçış yok. O, hayatın her anında , her alanında karşımızda. Sınavlar olmazsa olmazımız. Ancak daha güvenilir, geçerli,tutarlı, nesnel, hale getirilmelidir. Evet. Sınavın varlığı mı bir dert yokluğu mu bin dert? Yoksa varlığı bin dert de, yokluğu mu bir dert. Bilmiyorum. Bu kadar ele alınıp da bir sonuca varılmayan başka bir konu olmasa gerek. Evet kaygı, hüsran, panik, yorgunluk çok. Ama yapacak başka çare yok. Şuanda çoktan seçmeden daha adil daha güvenilir bir seçenek gözükmüyor. Başımızın yarı tatlı yarı tuzlu belaları; Ne yazık ki, bizler var oldukça sizler de var olmaya devam edeceksiniz.
|
|
|
Post by gizembal on Aug 30, 2016 22:49:21 GMT
Öğrenci başarısı belirlenirken tek tür sınav çeşidi uygulamak doğru değildir. Çünkü sınıf içinde bulanan her bir öğrencinin öğrenme, algılama, anlama, kavrama seviyesi farklıdır ve tek tür sınav çeşidiyle tüm öğrencilerin başarılarını ölçemeyiz. Bunun için çoktan seçmeli, doğru-yanlış uzun cevaplı, kısa cevaplı, sözlü ve eşleştirme gerektiren soru türleri kullanılmalıdır. Sınavda ölçülemeyen bilgi ve becerileri ölçmek için de performans görevleri, proje görevleri, öğrenci ürün dosyası (portfolyo), öz değerlendirme ve akran değerlendirmeleri gibi yöntemler kullanılmalı ve öğrenci güdüsü artırılmaya çalışılmalıdır. Öğrenci uygulanan sınavlarda başarılı olmayabilir ve derse olan ilgisi ve güdüsü azalır. Öğrenciye performans ödevi, proje, ürün dosyası gibi görevler verilirse öğrenci başarısız olduğu sınavlarda kendini bu yöntemlerle kanıtlamaya çalışır.
|
|
|
Post by Şükriye Büyükyıldırım on Aug 31, 2016 0:08:26 GMT
Diğer arkadaşlarımın da söylediği gibi öğrenci başarısının belirlenmesinde en etkili ve en temel unsur sınavlardır.Öğrencilerin soruları anlama ve algılamasında bireysel farklılıklar olduğu için bu sınavlar çoktan seçmeli, sınıflama gerektiren, kısa veya uzun yanıtlı sorular şeklinde karma olarak hazırlanmalıdır. Ancak sınavlar öğrencilerin derslere olan ilgi, merak ve heyecanını söndürür. Öğretmenler konunun önemine ve yararına vurgu yapsalar bile öğrenciler "Sınavda buradan soru çıkacak mı?" diye sorarlar ve dersi sadece sınav odaklı dinlerler, sınav için çalışırlar ve o dersle ilgili kalıcı bir bilgi edinemezler. Sınavlar öğrenciler için hep korkutucu olmuştur ve öğrencileri mutsuz ederler. Hatta bazı sınavlar öğrencileri kopya çekmeye bile yönlendirir ve öğrenciler arası gerginliklere neden olabilir.Yukarıda sayılanlar gibi birçok sorunlara neden olmasına rağmen öğrenci başarısını ölçmek için sınavlardan başka alternatif bulunmamaktadır. Sınavlarla ölçülemeyen bilgi ve beceriler vardır.Ancak sınavların yerine alternatif olarak sunulan portfolya, kavram haritası, ruprik, grid vb. edim göstergelerinin de sınavların yerini tutacağını düşünmüyorum. Çünkü öğrenciler bu edim göstergelerini hazırlarken farklı kaynaklardan kopya çekebilir ve gereğinden fazla yardım alabilir. Bu edim göstergelerinin geçerliliği, güvenilirliği, verimliliği ayrıca tartışılmalıdır.(Ders içi notlar ve Ali Baykal-Sınavlardan Sınav Beğen) ÖĞRENCİLERİN SINAVLARDA KOPYA ÇEKMESİNİ ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ? MÜMKÜNSE ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR? Kopya toplumun önemli bir sorunudur. Bunun sebebi ise öğrencideki ahlak eksikliği ve kopyanın öğretmenler tarafından bağışlanabilir küçük bir kusur olarak görülmesidir. Bunu önlemek için; gözetmenin sınav anında öğrencileri iyi gözlemlemesi, koşulların uygun olması durumunda öğrencilerin bir sıra atlatılarak oturtulması, sınavlarda öğretmen sayısının artırılması, sınav kağıtlarının mümkün olduğunca farklı gruplarda hazırlanması gibi önlemler öğretmenler tarafından alınırken, ebeveynler de çocuklarına iyi bir ahlak eğitimi vererek bu sorunun ortaya çıkmasını engelleyebilirler.
|
|