|
Post by gulerozkan on Sept 1, 2016 18:24:11 GMT
Feyza arkadaşımın sorusuna söyle cevap vermek istiyorum. Sözlü sınavları daha nesnel yapmak için öncelikle sınavı yapan kişinin tarafsız olması gerekir. Öğrencinin psikolojik durumunu ,heyecanını göz önünde bulundurmak gerekiyor.Bugun ülkemizdeki durumlara baktığımızda yanlılık ön planda.Hangi cemaat hangi parti ayırımı var artık o yüzden sözlü sınavlarda güvenirlik çok az.Gerçi yazılı sınavlarda da öyle ama.Bir sınavda ölçme ve değerlendirme yaparken öncelikle sınavı değerlendiren kişinin vicdanlı olması, yanlı olmaması ,öğrencinin her halinin göz önünde bulundurulması ve doğru hesaplama yapması gerekiyor.
|
|
|
Post by yesimkurtyurt on Sept 1, 2016 18:34:58 GMT
Öğrenciler arasında bireysel farklılıklar olduğu için karma sınavlar öğrenci başarısının belirlenmesinde etkilidir. Mesela uzun yanıt gerektiren bir sınavda öğrenci yazısı çirkin olduğu için konuyu bildiği halde soruyu cevaplamak istemeyebilir. Bu durumda öğrenci bu konuda başarısızdır kanısına varmak yanlış olur. Sınavlar öğrenci başarısının belirlenmesinde birçok sorun içermektedir. Bunlardan bazılarına örnek verecek olursak; sınav kaygısı, konuyu ezberleme, dersi geçmek için çalışma vb. Eğer başarıyı belirlemede sınavlar önemli etken olmasa belki de öğrenme daha kalıcı ve eğlenceli sağlanabilir. Sınavların başarıyı belirlemede tabu olarak ortaya konması, bizde dahil çoğu öğrenciyi sınavdan geçebilmek için çalışmaya itiyor. Sırf sınavdan geçebilmek için çalıştığımız için kısa süreli ezberleme yöntemine başvuruyoruz ve bunun sonucunda öğrenme sağlanmış olmuyor. Sınavlarla ölçülemeyen bilgi ve beceriler mutlaka vardır. Mesela bir konu aslında öğrenci tarafından iyi anlaşılmıştır. Ancak sınavda öğrenci zamanı doğru kullanamadığı için bunu ortaya koyamamıştır. Sınavlarla ölçülemeyen bilgi ve beceriler grup çalışmalarıyla, proje ödevleriyle, sınıf dışı ve serbest zaman etkinlikleriyle (teneffüs,okul gezisi vb.) ölçülebilir. Örneğin; sınıfta sorumluluk alabilme, saygı, görgü gibi konuları işleyen bir öğretmen piknik etkinliği düzenleyerek öğrencilerin bu davranışları içselleştirip eyleme dönüştürüp dönüştürmediklerini gözlemleyebilir. Öğrenci gerçekten zeki olabilir. Ancak dersleri sevmediği için çalışmıyor olabilir. Öğrencinin ilgisini derslere yöneltmede en büyük görev öğretmen ve aileye düşüyor. Onun bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurmalı, ilgi ve becerilerini keşfedip ona dersleri sevdirecek yolla yaklaşmalıyız. Unutmayalım ki; Albert Einstein ezberci eğitim sistemini doğru bulmamış ve bu nedenle okul hayatında birçok sorun yaşamıştır.[/font]
|
|
|
Post by edaarpaci06 on Sept 1, 2016 18:59:11 GMT
öğrencilerin belli bir sınav sürecinden geçmektedir.Bu süreçde öğrenciler belli sınavlara girmektedir.Bu sınavlarda önemli olan öğrencilerin başarısıdır.Öğrencilerin başarılı olması için çoktan seçmeli ve karma testler olması gerekir. bu sorular öğrencilerin zeka düzeyine göre soruların belirlenmesi gerekir .Soruların ne zor nede çok kolay olması gerekir eşit derecede olması gerekir.sorular öğrencilerin anlayabileceği şekilde olması gerekir bu yüzden sorular yazılırken anlatım bozukluklarına dikkat edilmesi gerekir.soruların içerisinde ipuçlarının olmaması gerekir.Soruların çok uzun cevaplı olmaması gerekir.öğreciler soruları çözerken soruların çok çelişkili olmaması gerekir.çokdan seçmeli sorularda herkesin anlayabileceğine göre sorular olması gerekir.
|
|
|
Post by ıbrahım.ozturk on Sept 1, 2016 19:04:40 GMT
Öğrencilerin başarılarını ölçmek, öğrencileri iyi bir şekilde yönlendirmek ve öğrencilerin aldıkları eğitim programında eksik kısımların belirlenmesi için geleneksel ölçme ve değerlendırme teknıklerıyle ( coktan seçmelı testler , dogru-yanlış sorular,eşlestırme soruları,soru-cevap) ve bunlara ek olarak alternatif ölçme ve değerlendirme teknikleri(performans değerlendirme,proje,yazılı raborlar)kullanılmalıdır.sınavlar öğrencı başarısını belırlemede hem olumlu hem olumsuz sorunlar olustumaktadır sınavdan yuksek alan ögrencı derslerıne daha motıve olarak basari duzeyını yukseltmektedır tam tersi sınavlarda basarisız olmuş fakat başarılı arkadaşlarından daha bilgili bir ögrencisınav sonuçlarından etlılenerek motıvasyon duşukluğune neden olmaktadır sınavlarla ölçülmeyen bilgi ve becerıler mutlaka vardır bunun için de ögrencılerın kendı mantık ve gorsellerıne dayanarak materyallar yapılarak onların yorumlanması ıstenebılır. (kaynak ders notları 7.8.9 haftalar ve makaleler )
|
|
|
Post by emineturgut on Sept 1, 2016 19:21:19 GMT
Öğrenci başarısının belirlenmesinde,geleneksel ölçme ve değerlendirme teknikleri kullanılabilir.geleneksel ölçme ve teknikleri olarak, çoktan seçmeli,doğru-yanlış,eşleştirmeli,kısa yanıtlı ve ya uzun yanıtlı sınavlar uygulanır.Alternatif değerlendirme teknikleri de kullanılmalıdır.Alternatif değerlendirme teknikleri olarak da performans değerlendirme, öğrenci ürün dosyaları rubrikler, kavram haritaları,tanılayıcı dallanmış ağaç gibi yöntemler kullanılır.Bu yöntemler öğrenci başarısını etkiler.Örneğin çoktan seçmeli sorularda daha fazla soru sorulabiliyor.Öğrenci başarısını değerlendirmek için öğretmenlere düşen asıl görev;öğrencilere sınavlar yapıp,o dersteki öğrenci başarısını yansıtan ölçümleri elde etmektir.Örneğin sınıfta sunular yapmak da veya ölçüt örneklemeler kullanılabilir.
|
|
|
Post by emineturgut on Sept 1, 2016 19:56:51 GMT
Öğretmen yetiştirmede pedagojik formasyon programın katkısı öğrencileri alanlarında başarılı birer öğretmen olabilmeleri için önemli bir programdır.Mesleğinin gereklerine inanması,bulması ve uygulaması zorunludur. Bu yüzden pedagojik formasyon önemlidir. Mesleğine karşı olumlu bir tutum içinde olmalıdır.Başarılı öğretmen öğretim programlarının amaçlarında gösterilen özellikleri öğrencilere kazandıracak nitelikte öğretim yapan öğretmendir.Bu program belirli bir hedef ortaya koyar ve o hedef yolunda ilerlemeyi sağlar. Öğrencilerin alan bilileri hakkında bilgiler sunar.Öğretmen yeterliliği , eğitim sürecinde yer alan paydaşların eleştirel görüş ve önerilerine açık olup sürekli olarak geliştirmek ve güncelleştirmek üzre hazırlanmıştır.
|
|
|
Post by fatmagurel on Sept 1, 2016 19:57:04 GMT
Sınavlar çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru yanlış ve boşluk doldurma olarak düzenlenebilir.Ancak en fazla kullanılan teknik çoktan seçmeli ve açık uçlu sorulardır.iki testte olabilir önemli olan öğretmenin iyi hazırlamasıdır.etkili öğrenmenin olabileceği sınavlar hazırlanmalıdır.Neyin ölçüleceğini bilmeden kullanılacak yöntemin de seçilmemesi gerekir.Konuya açıklık getirmek gerekirse açık uçlu sınavlar az olursa kapsam geçerliği düşer, çok olursa bilişsel düzey düşer.Bu yüzden sınıftaki tüm öğrencilerin bilgi, kavrama yetisini ölçebilecek en iyi yöntem karma sınavlardır.Sınavların nesnel ve duyarlı ölçmeden başka hiçbir amacı olmamalıdır.Değerlendirmek içinde sınavdan daha geçerli bir yöntem maalesef yoktur.
(KAYNAK: Ali BAYKAL hocamızın makaleleri ve ders tartışmaları)
|
|
|
Post by feyzaozcan on Sept 1, 2016 20:43:04 GMT
Bugun Türkiye de teslerle seçilmiş kuşakların yönettiğini düşünürsek bunun ıdeal bır yöntem olduğunun göstergesidir.Burda ölçmenin gerçekliği ve güvenilirliği sürece değil kullanılan yöntem ve araca bağlıdır.Ölçmede kullanmış olduğumuz arac ne kadar ideal olursa ölçme o kadar guvenlıdır.Öğrencinin yaratıcılık ve sentez yeteneklerını olçmek istersek test yöntemi yanliş olur.Doğru yerde doğru yontem ve teknik kullanıldığı zaman sınavların gayet ıyı bır ölçme aracı olduğunu duşunuyorum.Sınavsız bır sıstemın daha karmaşık ve adaletsiz olacağini dusunuyorum . Zaten asıl yapılması gereken çoktan seçmeli sınavların güvenirlik kullanışlık ve geçerliliğinin sağlanmasıdır ve soruların ezberden ziyade düşünmeye sevk eden sorular sorulmasıdır. Nitekim çoktan seçmeli sorularda da bunları biraz da olsa yapmak mümkündür diye düşünüyorum.
|
|
|
Post by feyzaozcan on Sept 1, 2016 20:45:05 GMT
Sınavlar çoktan seçmeli, açık uçlu, doğru yanlış ve boşluk doldurma olarak düzenlenebilir.Ancak en fazla kullanılan teknik çoktan seçmeli ve açık uçlu sorulardır.iki testte olabilir önemli olan öğretmenin iyi hazırlamasıdır.etkili öğrenmenin olabileceği sınavlar hazırlanmalıdır.Neyin ölçüleceğini bilmeden kullanılacak yöntemin de seçilmemesi gerekir.Konuya açıklık getirmek gerekirse açık uçlu sınavlar az olursa kapsam geçerliği düşer, çok olursa bilişsel düzey düşer.Bu yüzden sınıftaki tüm öğrencilerin bilgi, kavrama yetisini ölçebilecek en iyi yöntem karma sınavlardır.Sınavların nesnel ve duyarlı ölçmeden başka hiçbir amacı olmamalıdır.Değerlendirmek içinde sınavdan daha geçerli bir yöntem maalesef yoktur. (KAYNAK: Ali BAYKAL hocamızın makaleleri ve ders tartışmaları) peki o zaman kalabalık gruplara da karma testleri uygulamak mümkün müdür ?
|
|
|
Post by feyzaozcan on Sept 1, 2016 20:49:01 GMT
Feyza arkadaşımın sorusuna söyle cevap vermek istiyorum. Sözlü sınavları daha nesnel yapmak için öncelikle sınavı yapan kişinin tarafsız olması gerekir. Öğrencinin psikolojik durumunu ,heyecanını göz önünde bulundurmak gerekiyor.Bugun ülkemizdeki durumlara baktığımızda yanlılık ön planda.Hangi cemaat hangi parti ayırımı var artık o yüzden sözlü sınavlarda güvenirlik çok az.Gerçi yazılı sınavlarda da öyle ama.Bir sınavda ölçme ve değerlendirme yaparken öncelikle sınavı değerlendiren kişinin vicdanlı olması, yanlı olmaması ,öğrencinin her halinin göz önünde bulundurulması ve doğru hesaplama yapması gerekiyor. çok doğru söylemişşin arkadaşım fakat bir insan ne kadar tarafsız olmaya çalışsa da soruyu cevaplayan kişinin giyimi, konuşması, jest ve mimikleri karşısında değerlendiren kişinin farkında olmadan etkilenmesine yol açar bu sınavlarda tamamen tarafsız olmak çok zor .
|
|
|
Post by haticeyhan on Sept 1, 2016 21:12:00 GMT
Öğrenci başarısının belirlenmesinde ölçme araç ve yöntemleri; çoktan seçmeli (test), doğru yanlış soruları, boşluk doldurmalar, yazılı sınavlar, ödev ve proje yöntemleri kullanılmalıdır. Bu yöntemlerde sınıf içinde öğrencilerle birlikte karar verilmeli ve sınavlarda öyle yapılmalıdır. Sınav anında öğrenci stres, bilme ama gösterememe sınıf içi veya dışı ses gibi durumlarda başarısız olunabilinir ve öğrenciyi etkileyebilir.Ayrıca; Ödev ve proje yöntemi öğrencinin kendini sınavda kanıtlayamaması durumda tekrar verilen bir şans olmalıdır. Sınavlarla ölçülemeyen bilgi ve beceriler vardır çünkü bazı çok zeki öğrenciler yazılı sınavlarda kendilerini kanıtlayamazlar bu yüzden sisteme ve duruma göre öğrencinin sözlü sınav olması gerekebilir.Bana göre de bilgi ve becerileri ölçebilecek başka bir sistemde olmadığını düşünüyorum.
|
|
ekrem.pekcan@hotmail.com
Guest
|
Post by ekrem.pekcan@hotmail.com on Sept 1, 2016 21:25:03 GMT
Öğrencinin başarısının belirlenmesi için öğrencilere farklı tür sınavlar uygulanmalıdır. Bu sınavlar çoktan seçmeli sınavlar, doğru yanlış soruları, kısa cevaplı klasik soruları şeklinde olmalıdır. Ayrıca öğrencilerin proje ve ödevleri dikkate alma gerekliliği vardır. Ama bu sınavlar bazı öğrencileri olumsuz yönde etkiliyor. Bu tür sınavlar öğrencinin içine kapanık bir şekilde yetişmesine neden oluyor. Sürekli öğrencide bir tedirginlik oluyor. Bazı beceriler vardır ki sınavlarla belirlenemez. Bunlar da fiziki becerilerdir. Bu fiziki beceriler sınavlarla ölçülemez. Bu fiziki beceriler sınavlarla değil de daha farklı yöntemlerle görülebilir. Bence de farklı sınavlar uygulamaya en kısa sürede konmalı sınavlar bireyleri hayata hazırlıyor.Bu açıdan baktığımızda bireyi de unutmadan bireye öz güveni tam vermek açısında içe kapalı yetişmemesi ve cesaretli bir insan olması açısından bu yönde fiziki,insan içinde öz güven kazanması açısından sınavlar geliştirilmeli,hayata biraz da bu açıdan hazır hale getirilmeli.Bu başarıyı ön plana çıkarmak için,yeteneklerini ve zekasını da göz önüne alarak o şekilde sınavlar geliştirilmeli ve uygulanmalı diye düşünüyorum.
|
|
|
Post by pınar bayık on Sept 1, 2016 22:22:43 GMT
Zorunlu eğitim 4 yıl süreli ilkokul, 4 yıl süreli ortaokul ve 4 yıl süreli lise eğitimini kapsamaktadır. Öğrencilerin öğrenim gördüğü birinci 4 yıl (1, 2, 3, 4. sınıflar) ilkokul, ikinci 4 yıl (5, 6, 7, 8. sınıflar) ortaokul ve üçüncü 4 yıl (9, 10, 11, 12. sınıflar) ise lise şeklinde isimlendirilecektir. İlkokullar ile ortaokullara ilköğretim veya ilköğretim kurumları, liselere ise ortaöğretim veya ortaöğretim kurumları denilmeye devam edilecektir. Veliler, okul yönetimleri ve mülkî amirler ilköğretim öğrencilerinde olduğu gibi ortaöğretim öğrencilerinin de okula devamını sağlamakla yükümlüdürler. 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı için, 30 Eylül 2012 tarihi itibariyle 66 ayını tamamlayan tüm çocukların okul kayıt işlemleri e-okul sistemi üzerinden merkezî olarak yapılacaktır. 60-66 ay arasındaki çocukların ise velisinin yazılı isteği ile gelişim yönünden hazır olduğu anlaşılanların ilkokula devamları sağlanacaktır. Diğer öğrenciler okul öncesi eğitime yönlendirilecektir. Ayrıca, okul öncesi eğitimde 48-60 ay arası çocuklar için 2013 yılı sonuna kadar belirlenmiş olan yüzde 100 okullaşma hedefi devam edecektir. Okul öncesi eğitim için 30 Eylül 2012 tarihi itibariyle 37-66 ay arasındaki çocukların anaokulunda veya uygulama sınıflarında, 48-66 ay arasındaki çocukların ise anasınıflarında eğitim almaları sağlanacaktır. 2011-2012 eğitim ve öğretim yılında ilköğretim 4. sınıfta okuyan ve bir üst sınıfa geçen öğrencilerin 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında ortaokul 5. sınıfa kayıtları e-okul sistemi üzerinden yapılacaktır. Ancak 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında eğitim öğretime başlamış olan imam hatip ortaokullarına devam etmek isteyen 5. sınıf öğrencilerinin kayıtları bu okullara yapılacaktır.
|
|
|
Post by hakanakgoz on Sept 2, 2016 9:17:56 GMT
Öğrencilerin başarılarını salt sınav sonuçlarıyla değerlendirmek doğru olmaz sanırım.Sınavlar yapılırken tek tip sınav değilde karma olmalı hem çoktan seçmeli hem de yoruma dayılı sorular olmalı, bunun yanı sıra öğrencinin ders içi durumu,performansı ve ödevleri de dikkate alınmalıdır. Bazı öğrencilerin yorum kabiliyeti iyiyken bazı öğrencilerinde ezberleri kuvvetlidir. Yani tek tip sınav yaptığımızda buda sınavın geçerliliğini düşürür.
|
|
|
Post by merveipkran on Sept 2, 2016 9:54:28 GMT
öğrenci başarısı belirlenirken sınav başlı başına yeterli olmamalıdır.öğrencinin yeteneği bilgi ve becerisi bütün olarak gözlenmelidir.sınavla ne kadar öğrenildiği tek başına ölçülemez çünkü sınav esnasında öğrencinin heyecanı psikolojik durumu vs... etkili olmakta ve öğrendiklerini yeterince aktaramayabilmektedir.öğrenci başarısı belirlenirken öğrencinin zekası,içinde bulunduğu şartlar vs.. hepsi gözönünde alınmalıdır.sınav başlı başına bir ölçme aracı olarak yetersiz kalabilmektedir.öğrenciyi sürekli gözlemleyip arada sınıf içi tartışmalardaki performansı sınıfa uyumu sınav sonuçları hepsi birlikte başarısını belirlemekte etken olmalıdır kanısındayım.
|
|