|
Post by yurdagul on Aug 31, 2016 11:48:20 GMT
Pedagojik formasyon öğretmen adayları için gerekli bir eğitimdir fakat bu kadar önemli bir eğitim programını kısıtlı sürede verilmesi tam bir saçmalık. Örneğin şuan ki bulunduğumuz uzaktan eğtim sistemi olmamalı yüz yüze eğitimden öğrendiğini bu sistemle alamayan ve anlamayan bir çok öğrenci vardır. Dersler ve konular oldukça önemli; nasıl öğretmen olunur? nasıl iyi ders anlatılır? nasıl programlar hazırlanır? Bu konular öğretmen adayları için oldukça önemlidir fakat ne kadar bu sistemle öğrenilebilir tartışılır. Diğer bir konu ise staj dönemi muhakkak uzatılmalı. Örneğin bu derslerde öğrendiğimizi ne kadar yansıtabiliyoruz ne kadarını anlamış ve kavramışız bunlarıda görüp değerlendirmek için staj dönemi uzun olmalıdır. Bu konuda eğitim fakültesinde olanlar daha avantaj elde ediyorlar. Öğretmen yeterliliği demek öğrenciyi derse kazandırmak ,ilgili konuda onu bilgi sahibi yapmak ve öğrenciyi o konuda bilgi sunabilecek kapasiteye getirebilecek bilgi ve donanımda olma durumudur. Ve bu deneyim ve tecrübe ile elde edilebilir.
|
|
|
Post by donebulduk on Aug 31, 2016 12:18:30 GMT
Ben şuan pedagojik formasyon alan bir öğrenci adayı olarak doğru buldugum ve memnun olduğum için almıyorum Türkiye şartları bu durumu bu hale getirmektedir. Bunun eğitim fakültelerinde yapılması tabiki daha dogru hatta ülkemizde öğretmenlerin durumu gösteriyor ki orası bile bana yetersiz geliyor.Ama işte ülkemizde düzen böyle devam etmekte ve bizde böyle bir imkan tanınmışten bir yılda pedagojik formasyon alıyoruz.Ülkemizde bu düzen sadece eğitim fakültelerinde yok.Örneğin son dört yıldır mühendislik tamamlama diye bir sınav yapılmaktadır.Mühendislerin 4 yıllık bir eğitimle bitirdikleri okulları teknik öğretmenler bu sınava girerek bir yıl da tamamlamakta.Yani doğru bulmadığım bu düzen ülkemin başka alanında da var.Bizlerde ne kadar doğru bulmasakta bu düzene hapsolan öğrencileriz.
|
|
|
Post by aydinruveyda on Aug 31, 2016 12:38:32 GMT
Öğretmen yetiştirmede pedagojik formasyon programlarının katkısı hiç yok demek emeğe saygısızlık olur. Muhakkak katkısı vardır.Katkı demişken bunun olması sadece programı verenlere yüklenmemelidir.Öğretmenler kadar öğrencilerde bu işten sorumludur.Karşıdaki öğretmen ne kadar kalifiye olursa olsun öğrenen kişi de öğretmenlik mesleği adına bir merak, ilgi, sempati yok ise verilen eğitimin katkısı azalır.Kimileri isteyerek kimileri de işsiz kalırım kaygısıyla almaktadır.Aslında öğretmenlik tam manasıyla ne eğitimle ne de sertifika programlarıyla öğrenilebilecek bir meslek değildir.İstediğiniz üniversiteden, hocadan eğitim alın sizler mesleğinizi icra etmediğiniz, sevmediğiniz sürece ilgi, alaka, değer göstermediğiniz sürece o alanda gerçek manada başarı gösteremezsiniz.Burada verilen eğitim ister eğitim fakültesinde ister pedagojik formasyon eğitimi şeklinde verilsin şöyle bir cümle kuramazsınız." Evet ben öğretmenlik mesleği ile ilgili bütün yeterliliklere sahibim, her şeyi öğrendim biliyorum." Yukarıda da dediğim gibi eğitimin nerede ne şekilde verildiğinin çok da bir öneminin olmadığını değerlendirmekteyim.Çünkü bunlar sadece bizlerde gelecek adına bir alt yapı oluşturur.Temel atılır biz de mesleğimizi icra ettiğimiz sürece kendimizi geliştirdiğimiz, yenilediğimiz sürece ortaya güzel yapıtlar sunmuş oluruz.Ben pedagojik formasyon sertifika programı taraftarıyım. .Olumlu yönlerinden bahsedecek olursak zaman tanzimi açısından daha kullanışlı olduğunu düşünüyorum.Zaten bu eğitime belirli bir miktarda ücret yatırılmaktadır.Bu durum aile bütçesini olumsuz etkilediğinden aile de bir beklenti oluşturmaktadır.Şimdi bu eğitimin üniversite de verildiğini varsayalım.Bir kere bu program yaklaşık 1.5 aylık bir süreci kapsıyor.Yani bu da 1.5 ay içinde kalacak yer, yeme-içme,ulaşım vs harcamalar yapılacağından eğitimin maliyeti daha da artacaktır.Aynı zamanda bunların hepsi vakit kaybını da beraberinde getirmektedir .Bir de şöyle bir durum var mesela ders 9.00 da başlayacak ben dersin başlamasına yeri geliyor 10 dk kala kalktığım zamanlar oluyor.Çok rahat bir şekilde hemen pc yi açıp derse katılım sağlıyorum.Böylelikle eğitimi tatil ile birlikte almış oluyoruz.Diğer yönden yaz tatilinde erkenden kalkıp okulla uğraşmamak bu eğitimin avantajlı yönününü ortaya koymaktadır.Yine kendimden örnek verecek olursam geçen hafta tatile gittiğimde pc mi de yanımda götürdüm.Derslerime çok rahat bir şekilde bulunduğum yerden katılım sağlamış oldum.Bunlara ek olarak da verilen eğitimin sonradan da dinlenilmesi bu eğitimin diğer bir olumlu yönünü ortaya koymaktadır.Yolda geçirdiğim zaman diliminde işlenen dersleri sonradan alma imkanı buldum.Diyeceksiniz ki bu eğitimin hiç mi olumsuz yönü yok tabiki var.Örgün eğitimde devamlılık esas olduğundan yüz yüze verilen eğitimin ve eğitimcinin derse daha hazırlıklı olarak gelmesi yüz yüze eğitimin uzaktan eğitime göre daha da avantajlı olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca uzaktan eğitimde ders saatlerinin uzun olması, bazı eğitimcilerin direk pdf ten okuyarak eğitim vermesi öğrencinin motivasyon ve konsantrasyonunu olumsuz etkilemektedir. Öğretmen yeterliliğinden bahsedecek olursak, Öğretmenlik mesleğini etkili ve verimli biçimde yerine getirebilmek için sahip olunması gereken genel bilgi, beceri ve tutumlar şeklinde tanımlayabiliriz. tabiki. Bu eğitim programlarını etkili hale getirilmesinde bizim çaba gayretlerimizin yanında öğretmenlerin yeterlilikleri de çok önemli. 7 farklı ders alıyoruz. Her dersin öğretmen yeterliliğinin iyi seviyede olduğu söylenemez. İşte burada öğretmenin dersine verdiği değer, yüklediği misyon, kullandığı öğretim yöntem ve teknikleri devreye giriyor. Bu bahsettiğim şeyler ne kadar doğru, güzel, uygun olursa öğrencide de o oranda kalıcı, güzel izler bırakacaktır.Sakın şöyle düşünmeyin."Bu bir uzaktan eğitimdir, ne beklenir?" Ben aska öyle düşünmüyorum.Ben bu eğitimi almakla bir öğretmenlik heyecanı yaşıyorum.Sonuçta bu bir sertifika eğitimi. Temennim şu yönde madem böyle bir eğitim veriliyor buradaki amaç; geleceğe yön verecek öğretmen adaylarını belirlemek, yetiştirmek, şekillendirmek ise bu eğitimin daha verimli geçirilmesi için hocaların seçiminde de belirli kriterlere sahip hocaların seçilmesi önemlidir. Peki bu sertifika programı bana bu yeterliği kazandırabildi mi? Evet kişisel gayretlerimle sertifika programının önemli ölçüde yeterlilik kazandırdığını düşünüyorum. Çok güzel, etkili, kalıcı derslerimiz de oldu.Güzel şeyler öğrendik yeterliliği olan hocalarımızın engin bilgi ve tecrübelerinden.Benim için unutulmaz bir anı oldu hocayı görmeden de ders yaptık diyebileceğim ilerde .Sonuç olarak uzaktan eğitim yöntemiyle teorik kısmı verilen sertifika programında olumlu kazanımlar elde ettiğimi belirterek emeğe geçen herkese teşekkür ederim... www.edchreturkey-eu.coe.int/.../Module8_Teacher_Competences_t...
|
|
|
Post by serkanergun on Aug 31, 2016 12:39:58 GMT
Öğretmen yetiştirmedi pedogojik formasyonun katkısı azımsanmayacak kadar çoktur. Bu program da ben öğretmenin görevinin sadece bilgi aktarmak değil de aktarılan bilgilerin öğrenilmesinde öğrencilere danışmanlık yapılması gerektiğini de öğrendim. Ama çok büyük eksiklerin olduğu da gözden kaçılmıyor. Bence formasyon programının uzak eğitim şeklinde olması ve 7 haftalık bir zamana sığdırılması, derslerde verimliliğin sağlanmama sebeplerinden bir kaçıdır. Pedogojik formasyon mu yoksa eğitim fakültesi mi dendiğinde hiç kuşkusuz eğitim fakültesi derim. Çünkü orada bizim sıkıştırılmış olarak aldığımız dersler 4 yıllık zaman içinde yavaş yavaş sindire sindire verilmektedir. Öğrenilen bilgilerle eş zamanlı onun uygulanması da yapılmaktadır ve bu yüzden onların aldığı eğitim pedogojik formasyon eğitiminden daha verimlidir. Öğretmen yeterliliğe gelince, bir öğretim programının hedeflerinde gösterilen özellikleri öğrencilere kazandıracak nitelikte öğretim yapmaktır. Bu sertifika programında ben öğretmen yeterliliğini kazanmadığımı düşünüyorum. Çünkü öğrendiğim her şey sadece bilgide kaldı, bu bilgileri aktarabilmem için Formasyon eğitiminin çoğunluklu olarak uygulamalı dersler şeklinde olması gerektiğini düşünüyorum. Sizce pedogojik formasyon programını nasıl daha verimli bir hale getirebiliriz? Formasyon programlarına sadece üniversiteden mezun olan adayların alınması, yaklaşık 1 yıla yayılmış bir eğitim programının uygulanması, haftanın bir veya iki günü zorunlu staj uygulaması yaptırılması, sınıf yönetimi gibi bazı derslerin uygulamalı olarak işlenmesi formasyon programlarını daha verimli hale getirebilir.
|
|
|
Post by serkanergun on Aug 31, 2016 12:44:05 GMT
Öğretmen yetiştirmede pedagojik formasyon programlarının katkısı elbette vardır.Öğretmen adaylarımızı öğretmenliğe hazırlamaktadır, fakat yeterli seviyede değildir. Sıkıştırılmış bir şekilde verilmesi sebebiyle bu program bir sertifika ya da diğer bölüm derslerinden bir farkı yoktur.Öğretmen yeterliliği konusu ise; bir öğretmen önce alan bilgisine sahip olması gerekir. Bunların yanı sıra öğretmen meslek bilgisine ve genel kültür bilgisine de sahip olması gerekir.Elbette bunları sıralayacak olursak en önemlisi ve hepsini kapsayan iletişimdir. Bir öğretmen bilgisini karşı tarafa ancak bu şekilde aktarabilir. Ayrıca pedagojik formasyon tüm öğrencilere verilmemelidir. Akademik ortalama v.b şartlar sunularak seçilmiş öğrencilere ve gerçekten öğretmen olmak isteyenlere verilmelidir.Böylece mesleğini severek yapan öğretmenlerimiz olacağı için eğitime de katkı sağlayacağını düşünüyorum.Sizce pedagojik formasyon herkese verilmeli mi? Neden? Pedagojik formasyon herkese verilmemelidir ve bu formasyona sınırlılıklar getirilmelidir. Mesela,başvuranların yetenekli olup olmadığının anlaşılması için çeşitli yetenek sınavları yapılmalıdır. Böyle yapılmadığında öğrencilerle güçlü iletişim kuramayan,eğitim teknolojisine ayak uyduramayan ve günlük dersleri yaratıcı hale getiremeyen birçok yetersiz öğretmen ortaya çıkmaktadır. YETERSİZ OLAN ÖĞRETMENLER İÇİN HİZMET İÇİ EĞİTİM PROGRAMLARI SİZDE NE KADAR YETERLİDİR? Ben hizmet içi eğitim programlarının öğretmenlerin kendilerini yenilemesi, bilgi paylaşımı, yeni bilgiler, stratejiler, yöntemler öğrenmesi bakımından oldukça faydalı olacağı kanaatindeyim. Hizmet içi eğitim yanında seminerler, toplantılar v.b faaliyetlerle de öğretmen yeterlikleri desteklenebilir.
|
|
|
Post by dumansinem34 on Aug 31, 2016 12:59:45 GMT
Tabiki eğitim fakultelerine göre pedagojik formasyon yeterlim değildir hızlandırılmış program olması yönüyle bence olumsuz bi tutum sergiliyor.Elbette bana katkısı oldu kalıcı izli olduğunu da düşünüyorum çok şey kattı nasıl davranmam gerektğini dersi nasıl işlemem gerektğine kadar öğrendim Öğretmen yeterliği çok geniş bi yelpazedir kişilik yönünden özellik yönünden her yönden yeterli olmalıdır.
|
|
|
Post by haticekacar on Aug 31, 2016 13:00:12 GMT
Pedagojik formasyon, alan eğitimi almış kişilere alanlarını nasıl öğreteceklerini bildirmek için pedagoji eğitimi vermek anlamına gelmektedir.Pedagojik formasyon eğitimi öğretmen olabilmek için sahip olunması gereken bir eğitimdir.Öğretmenlik statüsü yalnızca bilgi vermek rolünü içermemektedir.Önemli olan bilgiye ulaşmada öğrenciye rehberlik yapmadır.Öğretmenlik mesleğinden söz edilebilmesi için bir öğretmenin 'kim,niçin,nerede, nasıl öğretilmelidir?' sorularına cevap verebilecek pedagojik formasyon bilgisine sahip olması gerekir.Bilmek kendi başına sadece yeterli olmayıp, bilinenin nasıl hangi yöntem ve tekniklerle karşımızdaki hedef kitleye uygun bir biçimde öğretileceğini de bilmemiz gerekir.Farklı alanlarda eğitim alan biz öğretmen adayları bize verilmiş olan pedagojik formasyon eğitimi ile eğitim sisteminin içerisine dahil olmaktayız.
|
|
|
Post by gamzeakca on Aug 31, 2016 13:17:32 GMT
öğretmen yetiştirme de amaç topluma yararlı, alan bilgisi iyi, etkin iletişim sahibi olan vb. bir sürü özellikleri öğretmen adayına aşılamaktır, onu etkin hale getirmektir. Pedagojik formasyon eğitim sistemi eleştirilere fazlaca müsade etmektedir. Çünkü uzaktan eğitimle bir bireye istediklerini ne kadar öğretebilirsin ve de bu kadar kısa bir süre de. Derse katılım düzeyleri verimsizliği orataya çıkartmaya yeterli oluyor. Evet biliyorum çaba gösterildiğinde bazı şeyler öğreniliyor, ben öğrendim bazı hocalarımızın gayretleri sayesinde. Ama her kişiye ulaşamıyor bu şekilde bilgi, her öğretmen biligiyi vermek için uğraşmıyor. Birey aldığı bilgiyi pratiğe dökmeden o bilgiyi tam olarak öğrenemez diye düşünüyorum ben, öğrense de kalıcı olmaz. Keza 4 yıllık eğitim fakültelerinde de eğitim sistemi doğru değildir. Ne kadar savunmasam da biz pedagojik formasyonla KPSS odaklı birsürü şey öğrendik. Fakültelerde KPSS odaklı ders verimi çok az. Onlardan daha şanslı durumdayım ben şuanda, kendi bölümümden yola çıkarak bunları söyleyebiliyorum. Sonuç olarak ikisi de öğretmen olmaya yeterli düzeyde eğitim vermiyor. Herşey insanın kendini geliştirmesinde, çabalamasında bitiyor. Bu konu hakkında makalelere göz attığımda nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda hep ikili bir çatışma içerisinde kalınıyor. MEB hem öğretmen yeterliliği için çalışmalar yapıyor hem de isteyen herkese pedogojik formasyon vererek öğretmenlerin yeterliliğini kısıtlıyor.
|
|
|
Post by tugcesezgin on Aug 31, 2016 13:38:01 GMT
öğretmen yetiştirmede pedagojik formasyon programının sadece bir alt yapı olduğu kanaatindeyim. Olayın bütününe nüfuz etmemekte ve yeterli olmamaktadır. Formasyon eğitiminde doygunluğa ulaşmak etkili iletişim ve formasyon eğitmenlerinin ve eğitilenlerin eğitim sürecini doğru kullanmalarıyla mümkün olacaktır. Formasyon programı birkaç aya sığdırılmamalı ve program süreci uzun bir alana yayılmalıdır. Bu noktada eğitim fakültelerinin mi yoksa pedagojik formasyon sertifika programının mı daha etkin olduğu düşüncesi devreye girer. Eğitim fakültelerinin yıllara yaydığı öğretmenlik eğitimi formasyon programında daha kısıtlı bir zaman diliminde gerçekleşmektedir. Öğretici konumuna gelmek uzun ve meşakkatli bir yoldur. Bu yüzden formasyon programlarında gerekli tecrübe sağlanamazsa eğitim fakülteleri hep bir adım önde olacaktır. Öğretmenlik sertifikasına sahip olan herkes bu meslek için yeterli demek değildir. Yeterlilik ancak uygulamalar sonucu elde edilecek bilgi ve tecrübelerle sağlanacaktır.
|
|
|
Post by ggurelsserife on Aug 31, 2016 14:13:33 GMT
Öğretmen yetiştirmedi pedogojik formasyonun katkısı azımsanmayacak kadar çoktur. Bu program da ben öğretmenin görevinin sadece bilgi aktarmak değil de aktarılan bilgilerin öğrenilmesinde öğrencilere danışmanlık yapılması gerektiğini de öğrendim. Ama çok büyük eksiklerin olduğu da gözden kaçılmıyor. Bence formasyon programının uzak eğitim şeklinde olması ve 7 haftalık bir zamana sığdırılması, derslerde verimliliğin sağlanmama sebeplerinden bir kaçıdır. Pedogojik formasyon mu yoksa eğitim fakültesi mi dendiğinde hiç kuşkusuz eğitim fakültesi derim. Çünkü orada bizim sıkıştırılmış olarak aldığımız dersler 4 yıllık zaman içinde yavaş yavaş sindire sindire verilmektedir. Öğrenilen bilgilerle eş zamanlı onun uygulanması da yapılmaktadır ve bu yüzden onların aldığı eğitim pedogojik formasyon eğitiminden daha verimlidir. Öğretmen yeterliliğe gelince, bir öğretim programının hedeflerinde gösterilen özellikleri öğrencilere kazandıracak nitelikte öğretim yapmaktır. Bu sertifika programında ben öğretmen yeterliliğini kazanmadığımı düşünüyorum. Çünkü öğrendiğim her şey sadece bilgide kaldı, bu bilgileri aktarabilmem için Formasyon eğitiminin çoğunluklu olarak uygulamalı dersler şeklinde olması gerektiğini düşünüyorum. Sizce pedogojik formasyon programını nasıl daha verimli bir hale getirebiliriz?Öncelikle uzaktan eğitim şeklinde olmamalı ve öğretmen adaylarının derse aktif katılımını sağlamak için devam zorunluluğu getirilmelidir...
|
|
|
Post by esrapas on Aug 31, 2016 14:33:06 GMT
Pedagojik formasyon programı içeriği ve uygulamaları ile öğretmen yetistirme ile bagdasmis olsa dahi benim fikrim yeterli olmadığı yönündedir. Özellikle uzaktan eğitim programında verilen dersler, kısa bir sure içerisinde öğretmen aday adaylarına verildiği için pek bir etkisi ve ogreticiligi olmamaktadır, uygulama dönemi olan ikinci dönem pedagojik formasyon programinin etkili dönemidir kanaatimce lakin yine de yeterli değildir. Çünkü 6 aylık bir süreçte hızlı bir sekilde öğretmen yetiştirmek pek kaliteli olmasa gerek, benim fikrim formasyon derslerinin her döneme ayrılması ve öğrencinin yani öğretmen aday adayının her dönemde bu dersleri enine boyuna öğrenmesinin daha kalıcı olacağı ve daha kalifiye yetişeceği yönündedir. Birde ülkemizde ki öğretmen atama sorunu göz önüne alındığında pedagojik formasyon programına bakış açısı değişmiyor degil insanın, çünkü ülkemizde bir bölümden atanan öğretmen sayısı kadar bir okul sertifika ile öğretmen aday adayı çıkarıyor. Netice itibari ile atanamayan öğretmen sayısı daha doğrusu öğretmen adayı olmaya hak kazananların sayısı artmaya devam ediyor.
|
|
|
Post by gulseminozdemir on Aug 31, 2016 14:56:34 GMT
Donanımlı ve yeterli bir öğretmen olabilmek için her öğretmen adayının pedagojik formasyon eğitimi almaya ihtiyacı vardır.fakat bu süreç iki aya indirgenmemelidir.Eğitim fakültesinde okuyan adaylarin öğretmen eğitimi konusunda daha şansli olduğunu hatta ileride daha basarili bir öğretmen olabileceklerini düşünüyorum. Bu kadar kapsamli ve geleceğe yönelik dönutleri önemli olan bu eğitimi senelere yayılarak işlenmesi elbette daha kârlı olacaktır.Ne kadar sıkıştırılmış bir program görmüş olsak da bu eğitimin ileride meslek hayatina ilk girişimde katki sağlayacağini düşünüyorum.Fakat bu eğitim sadece bilişsel olarak değil uygulamaya yönelik bir eğitim olmali bu da örgün şekilde olmadigi için imkansiz bir durumdur.Türkiye de öğretmen olmak biraz daha zordur.Günümüzde bir çok öğretmen meslek hayatinin ilk deneyimlerini veliler ile tartişarak yada öğrencinin iftiralarina,şikayetlerine maruz kalarak yaşamaktadır.O halde öğretmen adayi olarak bilgili,sorunlar karşısında nasil davranilacagini bilen biri olmalıyiz.bu da gerekli eğitimi alarak yada bu eğitim ile ilgili çeşitli kitaplar okuyarak olacaktir.Nitelikli,yaptiği mesleği özdendirici,kendinden sonrakilere ornek teşkil eden bir öğretmen artik yeterli bir öğretmendir. Biz de bu yeterliği hem aldigimiz eğitimle hem de ileriki tecrübelerimize dayanarak edineceğiz
|
|
|
Post by kadiryilmaz1500 on Aug 31, 2016 15:16:30 GMT
Fen-Edebiyat fakültelerinden mezun olanların da rahatlıkla öğretmenlik yapabileceklerini düşünmekteyim. Diğer bölümler için bilgim yok ama İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümününde biz iki dönem "teaching" eğitimi almaktayız. Formasyon eğitimi programının birinci döneminin çok aşırı teorik bilgi ile yüklü olduğunu düşünmekteyim. Üniversite mezunu kişilerin artık teori yerine daha çok pratiğe yönelik derslere ihtiyacı bulunmaktadır.
Ayrıca aynı konular bir çok derste işlenmektedir. Bu nedenle ders sayılarının ve içeriğinin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Saygılarımla, Kadir Yılmaz
|
|
|
Post by haticeagyarr on Aug 31, 2016 15:24:03 GMT
Pedagojik formasyonun öğretmen yetiştirme konusunda en önemli katkısı şüphesiz ki bize öğrencilerin gelişim psikolojileri hakkında sunulan bilgiler ve yine şüphesiz ölçme derslerinde alınan sınav sorusu hazırlama ve değerlendirme aşamalarında dikat etmemiz gerekenlerdir.Elbette diğer derslerin katkısı da göZardı edilemez. Öğretmen yetiştirilmesine katlı sağlayan pedagojik formasyon proğramı elbette eğitim fakültelerinde işlendiği şekliyle aynı değildir. Hangisinin tercih edildiği sorulursa elbette ki eğitim fakültelerinde daha ayrıntılı ve zamana yayılmış şekilde işlenmesini seçerdim. Ancak ikisinin de eleştirilecek yönleri yok değil. Eğitim fakültelerinde de formasyon sertifikalarında da gerektiği kadar uygulama yoktur. Kanaatimce formasyon eğitimi veren her program ,bütünüyle uygulama ağırlıklı olmalıdır. Malesef günümüzde bilgi yönü daha ağır,uygulama yönü ise azdır. Yüzdelik dilime bölecek olursak öğretmenlik eğitiminin %70i bilgi içerikli,%30 û ise uygulama içeriklidir. Halbu ki öğretmenlik kitap üzerinde değil hayatla içiçe öğrenilir. Bu yüzdeler tam tersi bir konuma getirilse ve uygulamanın yüzdesi 70–80lere çıkarılsa sanıyorum ki daha başarılı,deneyimli ve dönütleri sağlam öğretmenler geliştirebiliriz. Öğretmen yeterliliği,öğretmenlik mesleğinin etkili ve verimli bir şekilde yerine getirilebilmesi için sahip okunması gereken genel bilgi,beceri ve tutumlardır.Bu program elbette söylediğimiz öğretmen yeterlilikleri açısından katkı sağlamıştır .Ancak yine de dediğim gibi uygulama kısmı ağırlı olan bir formasyon programı daha etkili sonuçlar verir. Son olarak da türkiye de eğitim özellikle de lisans ve lisansüstü eğitim çok maliyetlidir.Eleştirmek gerekirse formasyonun bu denli pahalı olması da bazı bireylerin bu eğitimi almasını engellemiştir.
|
|
|
Post by gulbeyazduman on Aug 31, 2016 15:38:05 GMT
Öncelikle kendi düşüncelerim sonra da okuduğum yorumlara bakarak diyorum ki bir çok kişi (Tabi ki istisnalar var) şuan almış olduğu formasyon programından memnun değil. Peki buna rağmen neden bu pedagojik formasyon sürecinde eğitim alıyoruz? Çünkü içerisinde bulunduğumuz koşullar bizi buna mecbur kılıyor. Madem eğitim sistemini ve koşulları değiştiremiyoruz öyleyse daha fazla bireysel gelişim gösterelim ki sistemin dezavantajlarından sıyrılabilelim. Şu an bu sürecin bir üyesi olmayı kabul edip pedagojik formasyon programına katılıyorsak eksikleri kendimiz gidermeliyiz. Elbette ki zaman sıkıntısı, hızlandırılmış program ve sıkıştırılmış bir sınav takvimi gibi sorunlar var ama zaten bu programa başvururken bunun bilincindeydik. Bunlara rağmen başvurmamız elbette ki sorunlara göz yummak olmadığı gibi kendimizi geliştirmemize de engel değil! Tabi ki eğitim fakülteleri! Aynı eğitim sürecini örgün eğitim programı içerisine dahil olarak daha aktif, uygulamalı, zaman sıkıntısı olmadan ve daha nesnel bir şekilde almak elbette ki verimlidir. Ama madem ki formasyon eğitimi içerisindeyiz bu süreci ‘ben en verimli nasıl tamamlarım?’ diyerek bitirmeliyiz. Zaten formasyon kelimesinin anlamına baktığımızda ‘biçimlendirme, yetişim’ kelimelerini görürüz. Öyleyse biçimlenmek de yetişmek de kendi elimizdedir. Öğretmen yeterliliği, ‘öğretmenlik mesleğini etkili ve verimli bir biçimde yerine getirebilmek için sahip olunması gereken genel bilgi, beceri ve tutumdur.’* Peki pedagojik formasyon programı bana bunu kazandırdı mı? Tam anlamıyla değil elbette. Çünkü bu sorunun cevabını uygulama sahasına girmeden net bir şekilde görmem mümkün değil. Son olarak formasyon programının eğitim fakültelerine göre yetersiz kaldığının farkında isek ve buna rağmen sistem değişmiyorsa o zaman daha özenli bir eleme yapılarak öğretmen adayları seçilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Maalesef her Türk öğretmen doğmuyor (bireysel farklılıklar). Öyleyse gerçekten öğretmenlik istek ve yeteneği olanlar bu programa alınmalıdır.
|
|