|
Post by Selahattinkaya on Aug 30, 2016 14:40:05 GMT
iyi bir biçimde pedegojik formasyon eğitimi bu fakültedende alanında çok başarılı öğretmenler çıkaracagı bir gercek örnek olarak sosyal bilgiler alanında öğretmenlik eğitimi almış bir öğretmenin tarih dersini ne şekilde işlediği ile tarih bölümü okuyup pedegojik formasyon alarak öğretmen olmuş bir tarih öğretmeninin tarih dersini ne şekilde anlattıgına bakılacak olursa fark göze çarpacaktır. alanında uzman derinlemesine bilgi sahibi bir öğretmen öğrencilerine daha faydalı oacaktır. formasyon eğitiminin öğretmenlik açısından katkısı tartışılmaz ancak süre ve öğretme açısından sıkıntılar yok değil ama yinede katkısı yadırganamaz öğrenci psikolojisi ve eğitim alanında verilen formasyon eğitimi mesleki yeterlilik açısından önemli olacaktır
|
|
|
Post by cigdemheves on Aug 30, 2016 14:49:02 GMT
Pedagojik formasyon eğitimi her öğretmen adayının alması gereken bir eğitimdir ancak bu kadar kısa zaman dilimine sıkıştırılmış olması ve bu sıkıştırılmış zaman diliminde verilen eğitimin bizlere yeteri kadar verim sağladığı konusu tartışılır.Pedagojik formasyon eğitimini bu kadar kısa zaman diliminde almak yerine, eğitim aldığımız dört yıl içerisinde almak daha verimli olabilir.Ayrıca uzaktan eğitim olarak aldığımız bu eğitime bazı arkadaşlarımız yeterli imkanları olmadığı için katılamıyor.Bu şekilde yetiştirilen bir öğretmen adayı gelecekte öğrencileri için ne kadar verimli olabilir?Yeterli bir öğretmen dilini iyi kullanmalı,iyi iletişim becerisine sahip olmalı,alanında başarılı olmalı,bildiklerini öğrencilerine en iyi şekilde aktarmalı ve içinde bulunduğu zamanı iyi bir şekilde kullanmalıdır.Şuana kadar aldığımız pedagojik formasyonun bizlere çok katkısı oldu ancak yeterli bir öğretmen için sadece bu eğitim eksik kalır.Ancak arkadaşlarımızında söylediği gibi staj döneminin biraz daha uzatılması bu eksiklikleri gidermeye yardımcı olabilir.
|
|
|
Post by gulcankorkmaz on Aug 30, 2016 15:07:36 GMT
bence bu konu kişiden kişiye değişen bir konudur şöyle ki bizim bu hayatta en iyi eğitim aldığımız hayatımızı şekillendirmemize en büyük katkıda bulunan anne ve babalarımızdır. çoğumuzun anne babası edebiyat fakültesi çıkışlı değil veya bir formasyon almamış kendi hayat tecrübelerinden kendilerinin belki hatasından çıkardığı doğrularla bizi eğitti ben lise 3'üncü sınıfa kadar doğru dürüst beden eğitimi dersi almadım ki buna sizler de dahilsinizdir(7. sınıfa gelmiş bir öğrencinin beden dersinde mendil kapmaca oynaması kadar saçma hiçbir şey olmaz ) . bunlar gerek formasyon gerek fakülte çıkışlı hocalarımızdı yani demek istediğim işin aslı formasyon eğitimi yada eğitim fakültesi değil işin aslı işini mesleğini severek yaparsan anne baba şefkatiyle yaklaşırsan her öğrenciye formasyon veya fakülte çıkışlı olmasan da olur sen işini seversen kendini geliştirir karşıdakine de eğitimi en güzel şekilde verirsin. işini severek yapmak tabi ki yapmak çok önemlidir. Ama bence formasyon eğitimi almamız gerekiyor. Bireyi ve onun ihtiyaçlarını tanımadan ona daha yararlı olamayız. O zaman öğretmenin herhangi bir meslek grubundan farkı kalmaz. Nasıl ki meslek edinme kursları varsa öğretmenliğin de bir kursu olmalı. Bu iki ay gibi kısa bir süre yerine dönemlere ayrılmalı. 1939 yıllarında köy enstitüleri vardı ve öğretmen olmanın yolu açıktı. O zamanlar için bu gerekliydi. Ama artık öğretmen olmak için kriterler değişti. Daha donanımlı öğretmenler istiyor yeni nesil. Bunun için eğitim şart diyorum. Tabi ki mesleğini sevmek de bir avantaj
|
|
|
Post by oznurdnsmn on Aug 30, 2016 15:28:01 GMT
Öğretmenlik; öğretmen olmayı önceden hiç düşünmeyenlerin, öğretmenlikle ilgili hiçbir ders almayanların ya da salt ticari kaygılarla formasyon programı düzenleyenlerden bir belge alarak yapılacak bir meslek değildir.Bu programdan mezun olanlar, bir ulusun kalkınma ve ilerlemesinde öncü role sahip olan eğitim sisteminde geleceğin nitelikli ve donanımlı insanlarını yetiştirmek gibi yüksek sorumluluk gerektiren bir statü elde etmektedirler.Pedagojik formasyon eğitimi acaba bu yüksek sorumluluk bilincini oluşturabilmekte midir? Pedagojik formasyonun uygulama koşulları, verilen derslerin türü ve toplam saati, derslerin bazı kurumlarda eğitimbilimci olmayan öğretim elemanları tarafından verildiği göz önüne alındığında, bu soruya iyimser bir cevap vermek zorlaşmaktadır.
Pedagojik Formasyon programları devam ettirilecek ise; dersler uzmanlık alanı olan eğitimbilimciler tarafından verilmelidir. Bu konu ile ilgili YÖK’e yapılmış bir çok şikayet bulunmakta ve ne yazık ki yeterli ve caydırıcı tedbir alınmadığı görülmektedir.Bir karşılaştırma yapmamız gerekirse bu konuda eğitim fakülteleri birinci sırada gelir ama bu fakültelerdede değişiklige gidilmesi gereken konular vardır. kaynak; Pedagojik Formasyon Üzerine Düşünceler Mehmet Yapıcı
|
|
|
Post by ebrukiran on Aug 30, 2016 15:28:32 GMT
Hem pedagojik formasyon programı hem eğitim fakülteleri aslında öğretmen olabilmek için yeterli değil.Biri kısa zamanda öğretilmeye çalışılıyor diğeri 4 yıl gibi bir süreyi kapsıyor.Bu süreçler öğrenci üzerinde etkili olmuyor.Çünkü öğretilenleri, kısa zamanda da öğrensek unutuyoruz uzun vadede de öğrensek unutuyoruz.Bu da ileride öğretmen yeterliliği konusunda sorun çıkartıyor.Aslında bütün bunları uygulayarak öğrensek çok daha etkili olacak.Hatta şuan aldığımız pedagojik formasyon derslerinde bile hocalarımız bunları unutacaksınız her şey öğrenci ile baş başa kaldığınızda, neyi ne zaman yapmanız gerektiğinde öğreneceksiniz diyorlar.Öğretmen anlatacağı konu bakımından yeterli olsa bile onu nasıl anlatacağı bakımdan yetersiz kalıyor.Bütün bunları formalite olarak görüyorum.Her şey o işin içine girdiğinde başlıyor.
|
|
|
Post by cemilecukurkas on Aug 30, 2016 16:05:47 GMT
Pedagojik formasyonun eğitim fakültelerinde daha iyi verildiğini düşünüyorum.Verilen eğitim yüz yüze ve süre bakımından daha uzundur.Bizim aldığımız ise kısa bir süre içinde ve uzaktan eğitim dediğimiz bilgisayarla üzerinden öğretilmeye çalışılmaktadır.Bu sisteme herkes için olumsuz bakmakta yanlış olur bazıları yüz yüze başaramadığını burada gerçekleştirebilir.Ama benim fikrim eğer bu bilgisayar üzerinden yapılacaksa derse giren hocanın büyük payı olmalı ben bunu okuyup yaparım deyip derse katılım gösterilmediğinde öğrenmenin de eksik olacağını düşünüyorum. Öğretmenlik sıradan bir meslek gibi görülmemelidir.Eğer öğretmen, Öğretmenlik mesleğinin getirdiği bilgi ve davranışa sahip değilse onun yetiştirdiği öğrencide eksik olacaktır.
|
|
|
Post by kubrakabak on Aug 30, 2016 16:19:15 GMT
Bölüm okuyan öğrencilerin normalde bilim insanı olması beklenir. Mesela fizik,kimya,biyoloji okuyan birinin bilime katkı sunacak araştırmalar yapması gerek ancak bizim ülkemizde bölüm okuyana da formasyon verilerek ona öğretmenlik statüsü veriliyor.Ancak atama verilmiyor. Burada çok tezat bir durum var. Bu bölümlerin normal koşullarda zaten öğretmenliği mevcut böyle olunca öğretmen fazlası ortaya çıkıyor.Her formasyon eğitimi gören kendini öğrenmen statüsüne sokuyor ve atama bekliyor.Bu duruma çok karşıyım. Evet bende şuan bu eğitimi alıyorum ancak umutsuzum mezun olunca umudum hiç yok.Öğretmenlik yapmak yerine mesleğimle ilgili bir şeyler yapmak istiyorum ancak ülkenin şartları beni bunu alamaya mecbur bırakıyor gibi bir şey!!! eğitim fakültesinde verilen eğitimde yetersiz bence. Öğretmenlik çok kutsal bir meslek bu yüzden çok itina ile seçilmelidir. Sonuçta gelecek nesil senin elinden çıkacak.
|
|
|
Post by atakansezer on Aug 30, 2016 16:47:28 GMT
Pedagojik formasyon sıkıştırılmış haliyle verildiği müddetçe öğrencilerin konuları özümsemesi, öğretmenlerin konuları yetiştirmesi ve doğru bir şekilde aktarabilmesi zaman bakımından oldukça kısıtlanır. Zaman ve özümseme bakımından eğitim fakültelerinin daha verimli olduğunu söyleyebilirim. Takriben 1 ayda bütün bir şekilde teorik bir öğretmen yetiştirmek ya da bunun için çabalamak eğitimsel açıdan yetersizdir. Planlama ve programlama ve aynı zamanda bunu belli bir zaman a yayma, eğitim sistemimiz için oldukça gereklidir. Mevcut formasyon dersleri şahsıma ve bilgi dağarcığımı çok az şey katabilmiştir. Sebebi ise yarış atımıyız yoksa öğretmen adayımıyız diye sormaktan kendimi alamamaktır.
|
|
|
Post by salih04turkoglu on Aug 30, 2016 17:17:31 GMT
Bu program sonunda, öğretmenlik mesleğinin uygulanmasına yönelik bazı endişelerin ortadan kalkacağını,bu konuda bir öğretmen adayı olarak kendimi daha donanımlı bi şekilde bilmek,daha öz güvenli olmamı sağlayacak. Formasyon eğitimi bana, öğrencilere nasıl yaklaşacağımı, daha iyi nasıl öğretebileceğimi, onlara en çok nasıl faydalı olabileceğimi sağlayacak Öğretmenlik mesleği ile ilgili temel ve hukuki bilgileri edinebileceğimizi düşünüyorum. Eğitim fakültesi mi yoksa pedagojik formasyon sertifika programı mı sorusuna gelince;bence eğitim fakülteleri bölüm bitene kadar bu programa dahil olan derslerin tümünü daha iyi bir sınıf ortamında gördükleri ve uzun bir zamana yaydıkları için bizden daha iyi eğitim görüyorlardır.bizim uzaktan eğitim olarak derleri işlememiz bizim için dezavantajdır.Biz fen edebiyat fakkültesi öğrencileri olarak daha detaylı bilgi birikimine sahip olabiliriz fakat bu bilgileri dar bir zaman aralığına sığdırmak ne kadar avantajlı olabilir ki.bu detaylıca öğrenilen bilgilerin uzun bir okul dönemi boyunca verilmesi daha anlamlı olacağını umut ediyorum.
|
|
|
Post by sevgimelekyazici on Aug 30, 2016 18:08:17 GMT
Eğitim hayatımızın bir parçasıdır. Şüphesiz ki bunu hepimiz biliyoruz. İnsanlara sadece bir şeyler anlatıp gitmek değildir öğretmenlerin görevleri. Ayrıca onları sosyal hayata hazırlamak, kültürlemek, davranış değişikliği oluşturmak, onları tanımak, onlara rehberlik etmek, onları ilgi alanları doğrultusunda yönledirmek, onlara bir meslek kazandırmak… Ve daha nicesidir öğretmenlerin görevleri. Bu kapsamlı görevi gelişigüzel bir insan yapamaz. Bu becerileri öğretmenlere kazandıran ise Pedagojik Formasyon Sertifika Programları ya da eğitim fakültelerinde verilen eğitimlerdir. Peki hangisi öğretmenlere bu becerileri daha iyi katar diye düşünürsek; ben hangisi eğitim ve uygulama bakımından ‘’amaca uygun’’ diye sorgularım. Pedagojik formasyon alan kişiler öğretmenliğin ‘’ö’’ sünü bile bilmiyorken 1 yıl içerisinde tabiri caizse‘’Haydi bakalım al sana 14 hafta boyunca eğitim ( üstelik bizde 7 haftaya sıkıştırılmış ve uzaktan eğitim şeklinde), sonra da uygulama dersleri olcak, hepsini başarıyla geç öğretmen ol’’ hakkı veriliyor. Bu kısa süreçte insan bu yoğun konuları bitirip sınavları geçmeye mi odaklansın, yoksa bu meslek derslerinin ona bir şeyler katmasını mı beklesin? Eğitim fakültelerinde ise kişiler zaman sıkıntısı yaşamadan bu eğitimleri almaktadır. Bu koşullarda bu eğitimlerin onlara katkısı çok daha fazla olması düşünülmektedir. Forumda çoğu arkadaşım da bu şekilde süre sıkıntısına değinmiş. Onlara çoğunlukla katılıyorum fakat şu şekilde de bir durum da olabilir: Formasyonda süre sıkıntılı olup öğretmenler etkin zaman yönetimi yaparak süre azlığına rağmen öğrenci adaylarına amaca uygun ve başarılı bir eğitim verebilirler; ya da eğitim fakültesinde süre sıkıntısı olmayıp adaylara aktarılan içerik amaca uygun olmayabilir ve eğitim yetersiz kalabilir. Bu nedenle her pedagojik formasyon programlarına taş atmak da doğru olmaz diye düşünüyorum. Ama bir seçim yapacaksak eğer gönlüm eğitim fakültelerinden yana olur. Öğretmen yeterliği ise MEB XI. Eğitim Şurası’nda (1982) ve 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda her öğretmen adayında bulunması gereken yeterlik alanları yaklaşık olarak ‘’genel kültür %12,5, alan bilgisi %65,5, öğretmenlik meslek bilgisi %25’’ olarak belirtilmiştir. Yeterli bir öğretmen öğrencilere değer vermeli, gelişim özelliklerini bilmeli, öğrenme ve öğretme sürecini iyi hazırlamalı, öğrenmeyi ve gelişimi izlemeli ayrıca bunları değerlendirmeli, çevreyi ve çevreye ait kültürü bilmeli, öğrencilerinin ailesini tanımalı ve onlarla işbirliği içinde olmalıdır. (Kaynak: Nurhayat Çelebi Öğretim İlke ve Yöntemleri ders içi not.) Şuan için bu aldığım sertifika programının bunları bana tamamen kazandırdığını söyleyemem. Bunun nedeni ise bu kazanımları ancak yaşayarak ve görerek kazanabileceğimi düşünmemdir. Bu nedenle dönem içinde verilecek uygulama derslerinin verimli geçmesini umuyorum.
|
|
|
Post by svlsahn6778 on Aug 30, 2016 18:51:34 GMT
Eğitim fakültelerinin pedagojik formasyon programına göre daha nitelikli olduğu yönünde görüşler var fakat ben aynı fikirde değilim. Eğitim fakültelerine göre sıkıştırılmış bir sertifika programı görsek de bu açık yüz yüze dersler ve staj uygulaması ile kapatılabilir. Eğitim fakülteleri de nitelikli öğretmen yetiştiremeyebilir. Öncelikle nitelikli öğretmen nedir bundan da bahsetmek gerekir.Nitelikli öğretmen öğrencilerine değer veren onların görüşlerine saygı gösteren, öğrencilerin başarabileceklerine,öğreneceklerine inanan, öz değerlendirme yapabilen, öğrencileri gelişim ilgi ve ihtiyaçlarına göre tanıyan, uygun öğrenme öğretim stratejileri ve yöntemlerini kullanabilen, nitelikli program geliştirme yapıp bunu uygulayabilen öğretmendir .Öğretmenlik,Sayın Değerli Hocam Ali Çağatay Kılınç'ın dediği gibi yürek işidir, kalpten kalbe giden can suyudur, öğretmen olmak bir cana dokunmaktır.O yüzden öğretmenliğin duygusal yönü de çok fazladır. Öğretmenlik mesleğini gönülden sevmeyen öğrencisini tanıyamaz,ona uygun program geliştiremez, uygun öğretim yöntem ve stratejileri seçemez o yüzden öğretmenlik önce sevmekle başlar buda eğitim fakültelerinin ya da pedagojik formasyon programının verebileceği bir şey değildir.İnanmak ve sevmek gerekir.
|
|
|
Post by Sultan Tüylü on Aug 30, 2016 19:50:12 GMT
Öğretmen yetiştirme konusunda hiç kuşkusuz eğitim fakülteleri uzmandır çünkü gerek içerik gerekse verilen eğitim ideal bir öğretemn yetiştirmek için en iyi yöntemlerin sunulduğu yerdir yani kısacası orası bu işin uzmanıdır ancak ben kendi şahsımca olaya farklı bir yönden bakmak istemekteyim çünkü düşüncemin bana göre dogruluğu olduğunu düşünmekteyim. Bana göre iş ne eğitim fakültelerinde nede pedegojik formasyon programındadır. Daha öncede söylediğim gibi bu işin uzmanı eğitim fakülteleridir ancak ne kadar iyi olursa olsun eldeki hammadde iyi degilse kendini geliştirmiyorsa bir çabası yoksa bu fakülteler isterse dünyanın en iyi yeri olsun bir işe yaramaz çünkü orada eğitim alan öğrenciler biliyorlar ki iyi veyahut kötü dört yılın sonunda öğretmen diploması alacaklardır. Bunun için bir kısmı gereken önemi vermemektedir ve böyle bir mezunun gelecekte eğitim vereceği öğrenciye verimli olmasını beklemek çok abes olurdu. Aynı şey tabi ki Fen Edebiyat fakülteleri içinde geçerli bize verilen bu yaz programında derslere düzenli olarak katılmayan sınavlarda gerek kopya çekerek gerekse geçmiş yılların sorularını bulup yüksek puanla sınavları geçen ve bu sertifikayı almak için gerekli emeği göstermeyen bir öğrencinin bu sertifikayı alıp bir öğrenciye eğitim vermesi ne kadar dogru buda tartışılır ve etik degildir. Başka bir açıdan bakmak gerekirse eğitim fakülteleri bu işi dört yıla bölmekte ve gerekli staj imkanı sunmakta ama pedagojik programda bu imkan oldukça kısa sürede ve kısıtlı imkanlardadır.Bir başka görüşe göre fen edebiyat mezunlarının eğitim fakültelerine oranla daha çok bilgiye sahip olduğuda yıllarca tartışılmış bir gerçektir ve bence de bir fen edebiyat fakültesi mezunu bir eğitim fakültesi mezununa oranla daha çok bilgi almaktadır. Öğretmen yeterliliği bana göre bir Öğretmenin sınıf içinde hem öğrencilerin kendisiyle hem de ögrencilerin birbiriyle iletişimini sağlayan ve sınıf ortamında gerekli düzeni kuran ve kendi alanında iyi bir eğitim almış eksiklerini gidermiş nerde nasıl davranacağını ögrenmiş öğretmenlerde aranan vasıftır. Bu pedagojik formasyon programı bize gerekli yeterliliği hala verememiştir çünkü bu eğitim programı hala tam olarak tamamlanmamış bu dönemde sadece işin teorik kısmı halledilmeye çalışılmıştır asıl mesele ise bana göre pratik kısımdadır bu kısmı iyi birşekilde tamamlarsak bence yararlı bir program olacaktır diye düşünüyorum tabi bu kişiden kişiye degişir bu benim kendi öznel düşüncemdir. Bir eğitim fakültesi mezunu zaten ögretmenlik diplomasını alacağı için gayet rahattır ancak aynı şeyi bir fen edebiyat fakültesi öğrencisi için düşünmek pek dogru degildir diye düşünüyorum. Şimdi size soruyorum '' Bir eğitim fakültesi öğrencisi ile bir fen edebiyat fakültesi öğrenencisinin yaşadığı sitres çektiği sıkıntı aynı degerde mi sizce hangisi daha çok bu mesleği hakediyor? Bana göre fen edebiyat fakültesi ögrencisi daha çok bu mesleği hakediyor.
|
|
|
Post by ozgesonal on Aug 30, 2016 20:13:29 GMT
Eğitim olgusu, farklı nitelikte ve özellikte olmakla birlikte insanlığın geçmişi ile başlayan bir süreçtir. Her devirde farklılık göstermesine rağmen temelde ortak olan nokta, bireyin eğitilmesidir.Bizlerin ilerde mesleğimizde başarılı olabilmesi için bu mesleğin gereklerine inanmamız, bilmemiz ve bunları uygulamamız gerekir.Bu da pedagojık eğitim programıyla sağlanır.Çünkü eğitimdeki kalite ve başarı, öğretmenin kalite ve başarısının bir yansımasıdır.O yuzden bu pedagojik programın yararlı olduğunu düşünüyorum.Bir öğretmenin eylem ve işlemlerini başarı ile yapabilmesi için bu sertifika programındaki öğretilenlerin derinlemesine bilinmesi ve öğrenilmesi gerektirdiğini düşünüyorum.
|
|
|
Post by vesifecalpan4178 on Aug 30, 2016 20:37:22 GMT
ben de bazı arkadaşlar gibi ögretmen yetiştirmede tabi ki de eğitim fakültesinden yanayım dört yıla serpiştirilmiş,özümsenerek alınan bir egitim varken çok kısa bir sürede sanki basit birşeymiş gibi aceleyle sıkıştırılmışbir şekilde verilen pedagojik formasyonun eğitimie hiç bir katkısı olduğuna inanmiyorum zira ögrtemenlik kutsal bir meslektir bir gelecegin mimarlığını üstlenmektir Bir ülkeyi aydınlık yarınlara taşıyacak olanlar yine öğretmenlerimizdir. Dünya üzerinde geçmişten bu güne var olan mesleklerin içerisinde en mühim ve insanlık için hayatı önem taşıyan meslek hiç şüphesizdir ki öğretmenlik mesleğidir.bunun eğitimi baştansavma tabikide olmamalı birebir örgün olmalıdır. malesef hepimizin de bildiğibir gerçek şu ki eğitim sistemimiz vahim durumda biranönce bu bozuk eğitim sistemimizin düzeltilmesigerktiği kanısındayım.bizlere çok büyük görevler düşmektedir ve sorumlulukları hakkıyla yerine getirmeliyiz.
|
|
|
Post by bahararsln on Aug 30, 2016 20:41:16 GMT
Eğitim fakületelerini ve pedagojik formasyonu karşılaştırdığımızda ikisi arasında kocaman bir fark olduğunu anlayabiliriz. Çünkü eğitim fakültelerinde çok geniş kapsamlı bir eğitim verilmektedir. Fakat formasyon sürecinde eğitim fakülteleri kadar iyi eğitim veriliyor diyemeyiz. Formasyon sürecinin kısa olduğu, bir döneme sığdırıldığını göz önünde bulundurduğumuzda bu sorunun nedeni olduğunu açıkca görebiliriz. Formasyonun amacı öğretmen yetiştirmektir. Fakat bu amacı kısa sürede getçekleştirmeye çalıştığı için çok iyi derecede öğretmen yetiştiriyor diyemeyiz. İyi yönleri de tabii ki var. Sadece eğitim fakültelerinden öğretmen çıkmayıp, öğretmen azlığını ortadan kaldırmaktadır. Bölüm öğrencilerine de fırsat vermektedir. Bu yönde biz bölüm öğrencilerine avantaj sağlamaktadır. Bana göre olumsuz tarafı kısa sürede öğretmen olmak için aldığımız eğitim sıkıştırılmış ve kısa olmasıdır. Hem staj dönemi hem eğitim dönemi olarak.
|
|