|
Post by burceulusoy on Sept 1, 2016 14:20:23 GMT
Okumamızı istediğiniz makalelerden birinde diyordu ki:"Sınavsız bir sistem herkesin rüyası." Gerçekten de öyle. Ama sınav olmayınca neye göre kime göre nasıl değerlendirilecek bunca öğrenci. Elbette sınav olmalı. Ama nasıl? Ülkemize bakacak olursak ALES, YDS, KPSS, YGS, LYS, TEOG,vb. gibi birçok genel sınav mevcut. Çoğunun objektif değerlendirildiğini düşünüyorum ama ne kadarı öğrencinin gerçek başarısını ölçüyor orada şüpheliyim. Stresten, heyecandan, yeterli çalışmamaktan, yeterli kaynak bulamamaktan, yeterli zaman olmaması gibi birçok sebep öğrencinin başarısını düşürür. Bu saydıklarımın hepsi öğrenci kaynaklı hatalar olabilir ama yine de sınav sistemimizin mükemmel olduğunu söyleyemeyeceğim. Sınav sistemlerimizin yeniliklere açık olması, esnek olması zaten aranılan özelliklerdir gerek görüldükçe değiştirilmesi gerekir bence ama malesef sınav sistemlerimiz çok sık değiştirilmekte ve belli bir düzene oturtulmamaktır. Ülkemizin Uluslararası sınavlardaki başarılarına gelecek olursak sınava katılan çoğu ülkeden düşük seviyede olduğumuzu yapılan araştırma ve anketlerden görebiliriz. Ülkemizde yetenekli, nitelikli, donanımlı bir sürü değerli profesörlerimiz, bir sürü akademisyenlerimiz, bir sürü geleceği parlak öğrencilerimiz var hemde büyük ölçüde ama uluslararası sınavlara baktığımızda çoğu gelişmemiş ülkeden bile daha düşük seviye de olmamız gerçekten çok üzücü. Bence ülkemizin, öğrencilerimizin bilinçlendirilmesi bazı şeylerin farkına varılması gerekmektedir. Konferanslar, seminerler, sempozyumlar hatta fuarlar ile öğrenciler teşvik edilmeli ve ülkemiz hakkettiği yere daima en ileriye doğru giderek yükselmelidir.
|
|
|
Post by ggurelsserife on Sept 1, 2016 14:27:34 GMT
Türkiye'nin hem ulusal hem de uluslararası sınavlarda başarısız olduğunu düşünüyorum.Bunun altında da sürekli değişen eğitim sistemimizin ve ezberci sistemin yattığını düşünüyorum. Pisa sınavlarına giren ülkelere baktığımızda hepsinin eğitim sistemleri oturmuş ve öğrencilerin öğrendiklerini pratiğe dökmeleri ön plandadır.Ülkemizde ise her sene değişen eğitim sistemi olduğu için öğrenciler duruma adapte olamamakta ve istedikleri başarıya ulaşamamaktadırlar. Sınavsız değerlendirme yapılabilir, buna mülakat örneğini verebiliriz. Bizim ülkemiz için konuşursak mülakatın diğer adı torpildir ve bu da sınavların güvenirliliğini düşürmektedir. Arkadaşlar şu an öğretmen adaylarının öğretmen olabilmesi için KPSS+Mülakat şartı koydular. Bunu ne kadar doğru buluyorsunuz? Düşüncelerinizi merak ediyorum. Yetenekli öğretmenlerin seçilmesi için mülakatın gerekli olduğunu düşünüyorum.
|
|
|
Post by okanuzen on Sept 1, 2016 15:04:57 GMT
Ulusal (KPSS, ALES, TEOG, vb.) ve uluslararası (PISA, PIRLS, vb.) düzeyde uygulananan sınavlarda Türkiye'nin başarı durumunu tartışınız. Sınavsız değerlendirme yapılabilir mi tartışınız. Sınavın geçerlilik boyutuna değinmeden insanların hayatını 2 veya 3 saate sıkıştıran tüm sistemlerin yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum.Ülkemizin sınavlarda başarı durumunun yapılan eğitim reformlarıyla yükseldiğini düşünüyorum.Ancak ulusal sınavlar içerisinde bulunan yabancı dil sınavlarının başarı düzeyini diğer sınavlardan ayırmak gerekir.Çünkü yabancı dil eğitim seviyemiz diğer türlere göre daha düşük seviyede olduğunu düşünüyorum.Sınavsız değerlendirme konusunda ise eğer rant ve adam kayırma olmayacaksa belirli komisyonlar kurularak başarı seviyemizin yükseleceğini düşünüyorum.
|
|
|
Post by asiyebaskaya on Sept 1, 2016 15:23:11 GMT
İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisi olarak, ulusal alanda yapılan ALES sınavı sınavı hakkında düşüncem çok da olumlu değil. Yıllarca Türkçe ya da Matematik dersi görmemişken birden bunlara ait sınavlara girip başarılı olmamız beklenmekte. Elbette ki çalışıp başarılı olunabilir ya da dershane ya da özel ders desteği alınabilir ancak kendi açımdan konuşmam gerekirse ALES sınavına dönem ortasında giriyorum. Elbette ki lisans derslerinden bu tarz ekstra çalışmalara yönelmek zor. Zira lisans dersleri yeterince zor. Ve elbette ki yıllarca hiç bakılmayan matematik formülleri unutulmakta. Evet kendi açımdan sözel yapmam gerek, sayısal mecbur değil. Ancak rekabet ortamında mecburen matematik de eklemek zorundayız katsayısı az olsa da. Demek istediğim şey, bölüme göre bir sınava tabii tutulmalı öğrenciler. YDS'yi dahil etmiyorum bu konuya. YDS konusunda şanslı olabiliriz ancak diğer bölümler zaten kendi öğrencilerinden YDS için aşırı bir puan sınırı koymamışlar. Ancak bizim açımızdan ALES puanı hala yüksek. Ve sadece sözelle o puanı alamayacağımız da aşikar. Sistem bir şekilde değişmelidir. Evet her önüne gelen girememeli eğitimsel bir yere, ancak bölümlere uygun istisnalar sağlanmalı.
|
|
|
Post by belmaurhan on Sept 1, 2016 15:23:46 GMT
Türkiye'de sınav sistemine çok önem verdiklerini düşünmüyorum. Neredeyse her yıl değişen sistemlerin içerisindeyiz. Daha birine adapte olmadan bir diğeri çıkıyor ve bence bu başarısızlığa neden oluyor. Öğretim sürecinde kullanılan yöntemler, tutum ve davranışlar ve yapılan programlarda da bir takım sıkıntılar yaşanmaktadır. Evet çok nitelikli öğretmenler var, bizlere çok fazla bilgi aktarımı yapıyorlar fakat bu bilgileri nasıl kullanacağımızı öğretmiyorlar. Zaten bu bilgilerin çoğunu ezberliyoruz ve kısa süre sonra unutuyoruz. Ya bizlere çok fazla bilgi yüklüyorlar ya da eksik bilgi veriyorlar. Bu sorun verimsizliğimizin en önemli etkeni. Bilgiler kalıcı olmadığı ini hayatımızı etkileyen çok önemli sınavlarda (TEOG, KPSS, vb.) istediğimiz başarıyı elde edemiyoruz. Ulusal sınavlar haricinde uluslararası yapılan sınavlarda da Türkiye birçok ülkenin gerisinde kalıyor. PISA sonuçları bu başarısızlığı açık bir şekilde göstermektedir. PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) yaptığı şimdiye kadarki en kapsamlı küresel eğitim araştırmasıdır. Türkiye OECD ortalamasının çok altında yer alıyor. Sonuç olarak Türkiye'de var olan eğitim ve sınav sisteminde çok önemli sorunlar, eksiklikler vardır. (kaynak: 1) blogcu.com/turk-egitim-sistemi-ve-sorunlari/12976680. 2) www.cnnturk.com/2013/turkiye/12/04/pisa-sonuclari-aciklandi-turkiyenin-egitim-sisteminin-durumu/733167.0/index.html)
|
|
|
Post by ebrupulas on Sept 1, 2016 16:24:30 GMT
Türkiyede eğitim sistemindeki aksaklıkları bu sınavlardakı sonuclar ortaya cıkarıyor .Buda sistemden kaynaklı sorunlardır.Ezbere dayalı,baskıcı,korku üzerine temellenmis bir sistem var.Elbette sınava tabi tutulmadan bir değerlendirme yapılamaz. cünkü oldukca fazla öğrenci var eleme yapılabilmesi için bu sınavlar gerekli. uluslararası sınavlara baktıgımızda daha cok kişinin basarısına odaklıdır ve buna yonelik sınavlar yapılır.Türkiyedeki sınavlar kişileri psikolojik olarakta olumsuz etkilemektedir buda basarıyı düşürmekte.eğitim sistemindeki aksaklıklar coğu zamanda hayatımıza mal olacak yanlıs tercihler yapmamıza sebeb oluyor.
|
|
|
Post by muratalkan on Sept 1, 2016 17:00:48 GMT
Ulusal (KPSS, ALES, TEOG, vb.) ve uluslararası (PISA, PIRLS, vb.) düzeyde uygulananan sınavlarda Türkiye'nin başarı durumunu tartışınız. Sınavsız değerlendirme yapılabilir mi tartışınız. Normal şartlar altında ulusal sınavlarımız güvenirliği ve ayırt ediciliği yüksek sınavlar..bu sınavlarda başarılı olanlar hak ettikleri yerlere gelebilyorlar mı ? takdir edersiniz ki burası türkiye..milletvekili olmak için ilkokul mezunu olmayı yeterli gören bir anlayışın elbette sistemi kendi çıkarları doğrultusunda eğip bükme yandaş toplma çabası bu güvenirliğe zarar veriyor.dünya da sistemi yandaş toplama üzerine kurulu değil sınavları bizim sınavlardan zor tam bildiğimden söylemiyorum yorum yapan arkadaşlardan aldığım izlenim bu.PISA sınavının açıkça ne olduğunu da bilmiyorum.bildiğim şu uluslararası eğitim yapanların bahsedilen sınavlarda başarı sağlayanların akademik kariyer yapmalarının önü çok açık. çünkü liyakat temelli uluslararası eğitim ve sınavların daha zor ama daha güvenli olduğunu düşünüyorum
|
|
|
Post by haticekacar on Sept 1, 2016 18:14:10 GMT
Öncelikli olarak dediklerinize katılıyorum fakat Türkiye'ye de sözlü sınav kavramına veya mülakata kesinlikle karşıyım. Çünkü her ne kadar inkar edilsede ülkemizde ''dayın varsa arkan sağlamdır.'' cümlesiyle karşı karşıyayız. Yani kalkıpta KPSS sınavından ardından mülakat konması demek puanı yüksek olan öğrencinin düşük olana göre pardon dayısı olana göre bir adım geridedir diye düşünüyorum. Bunu nasıl önüne geçilmeli öncelikle buna önem verilip araştırılmalıdır. ''Sınav kaygıdır'' sözünüzde de haklısınız ama başarıyı getirebileceği konusuda tartışmaya açık bi konu. Ben şahsen kaygının başarıyı düşürebileceği kanısında olmakla birlikte sınavın olması taraftarıyım. Tabi bu ardından şöyle bi soruyu getiriyor? Nasıl bir sınav olmalı ? Tam bu nokta da '' 2 saate sığdırılan oks ygs lys değilde şuan TEOG sınavını destekliyorum. Çünkü her sene yapılması öğrencinin başarsını ifade edilmesi konusunda daha etkili zamana yayıldığı için. PISA sınavına gelince dediklerine kesinlikle katılıyorum. Hülya arkadaşımın diğer söylediklerine katılıyorum.Fakat bende mülakat sistemiyle yetenekli olanların seçildiğini ve mülakat sisteminin gerekli olduğunu düşünüyorum.
|
|
|
Post by haticekacar on Sept 1, 2016 18:39:40 GMT
Arkadaşlarımın görüşlerine saygı duymaktayım fakat bana göre mülakat yazılı sınavlardan daha çok kaygıyı gerektiriyor.Kişide daha çok psikolojik baskı meydana getiriyor.Arkadaşımın da dediği gibi sözlü sınavlar daha çok 'dayı' mevzusunu gerektiriyor. KPSS gibi ulusal sınavlardan sonra hangi alanda eğitim almış isek o alana yönelik ÖABT dediğimiz alan sınavı biz öğretmen adaylarına uygulanmaktadır.Bu sınav bizlerin meslek bilgisini, alan bilgisini ölçmede yardımcı olacaktır. Tabi ki bu tür sınavlarda da güvenirlik ve geçerlilik çok önemlidir.
|
|
|
Post by semraakdeniz42 on Sept 1, 2016 18:48:25 GMT
Bu sınavlar olsa da olmasa da kimse halinden hoşnut değil ama eğer olmasaydı mülakat sistemi ya da not ile sıralama yapılabilirdi bu da güvenilirliği düşürürdü.Güvenilir olmasına rağmen yinede bir sürü olay ortaya çıkıyor sınavların iptal edilmesi kopya olayları gibi.Birde bunu mülakat sisteminde düşünürsek güvenilirlik kelimesinden bahsedemeyiz.Bu sınavlara katılımı azaltırsak bazı sorunları çözebiliriz çünkü bütün hayatımızı bir sınav sonucuna bağlar duruma geldik. Sınavlara katılımı azaltmaktan kastın nedir acaba ? Bu sınavlara çok fazla kişi giriyor ve herkes bir sınava hayatını bağlıyor iş imkanları daha fazla olsa belki de katılım bu kadar olmaz.Üniversiteye giriyim de gerisi gelir iş bulurum diye düşünüp sınava giriyorlar ama iş imkanları olsa sınava talep bu kadar olmaz bence.
|
|
|
Post by ebrucetin on Sept 1, 2016 18:56:44 GMT
Bizim sistemimizde anaokulundan beri düzenli bir eğitim alan,fizik,kimya gibi dersleri laboratuvarda deneyler yaparak öğrenen,okul içi ve okul dışı etkinliklere katılabilen,okulunun imkan dahilinde olduğu için her türlü spor ve sanat faaliyetine katılabilen bir öğrenci ile hiç laboratuvar görmeden yalnızca teorik eğitimle bir şeyleri öğrenmeye çalışan,spor ve sanat etkinliklerine katılmadan okulu bir şekilde bitiren bir öğrencinin aynı sınava girmesi başarısızlığı meydana getirmektedir.Öğrenci sayısı mevcut bölümlere yerleşebilecek kontenjan sayısından kat kat fazla olunca da sınava tabi tutmak kaçınılmaz oluyor.Öğrenci sayısı bu kadar fazla olunca sınavsız değerlendirme yapılmasından da bahsedilemez.Belki de çözüm aynı seviyede eğitim alan öğrencileri ayrı bir sınavla değerlendirmektir.En azından bu yöntem ile eşit seviyedeki öğrenciler dikkate alınarak kendi aralarında bir değerlendirme yapılabilir.
|
|
|
Post by ugurcank on Sept 1, 2016 19:09:27 GMT
Türkiye'nin hem ulusal hem de uluslararası sınavlarda başarısız olduğunu düşünüyorum.Bunun altında da sürekli değişen eğitim sistemimizin ve ezberci sistemin yattığını düşünüyorum. Pisa sınavlarına giren ülkelere baktığımızda hepsinin eğitim sistemleri oturmuş ve öğrencilerin öğrendiklerini pratiğe dökmeleri ön plandadır.Ülkemizde ise her sene değişen eğitim sistemi olduğu için öğrenciler duruma adapte olamamakta ve istedikleri başarıya ulaşamamaktadırlar. Sınavsız değerlendirme yapılabilir, buna mülakat örneğini verebiliriz. Bizim ülkemiz için konuşursak mülakatın diğer adı torpildir ve bu da sınavların güvenirliliğini düşürmektedir. Arkadaşlar şu an öğretmen adaylarının öğretmen olabilmesi için KPSS+Mülakat şartı koydular. Bunu ne kadar doğru buluyorsunuz? Düşüncelerinizi merak ediyorum.
Torpilin,insan kayırmanın,kendinden olmayanın dışlandığı bir toplumda mülakat kendisinden olanlar için avantajdır.Mülakatta sorulacak sorulardan,kişinin bireysel tutumları ve mülakata giren kişinin giyim kuşamı,aksesuarları değerlendirme içine katılabilir.Bu da tarafsızlığın önüne geçmiş olur.Yanlı karar almanın önünü açar.Çoktan seçmeli sınavlarda bile ne kadar kopyanın,hilenin döndüğünü görürsek mülakatta bunların daha fazlasının yaşanma ihtimali yüksektir.
|
|
|
Post by gulcankorkmaz on Sept 1, 2016 19:13:50 GMT
Bizim sistemimizde anaokulundan beri düzenli bir eğitim alan,fizik,kimya gibi dersleri laboratuvarda deneyler yaparak öğrenen,okul içi ve okul dışı etkinliklere katılabilen,okulunun imkan dahilinde olduğu için her türlü spor ve sanat faaliyetine katılabilen bir öğrenci ile hiç laboratuvar görmeden yalnızca teorik eğitimle bir şeyleri öğrenmeye çalışan,spor ve sanat etkinliklerine katılmadan okulu bir şekilde bitiren bir öğrencinin aynı sınava girmesi başarısızlığı meydana getirmektedir.Öğrenci sayısı mevcut bölümlere yerleşebilecek kontenjan sayısından kat kat fazla olunca da sınava tabi tutmak kaçınılmaz oluyor.Öğrenci sayısı bu kadar fazla olunca sınavsız değerlendirme yapılmasından da bahsedilemez.Belki de çözüm aynı seviyede eğitim alan öğrencileri ayrı bir sınavla değerlendirmektir.En azından bu yöntem ile eşit seviyedeki öğrenciler dikkate alınarak kendi aralarında bir değerlendirme yapılabilir. Bu konuda sana hak veriyorum. Elbette öğrenciler kendi deneyerek , yaşayarak öğrenirlerse daha kalıcı bilgilere sahip olabilir. Deney yaparak , problem çözerek gerçek hayata katılabilir ve böylece eğitim ve öğretim sağlıklı olabilir ancak bunun için okullar da donanımlı olmalı. Okulların yakın ve uzak çevresi uygun koşullar altında olmalı. Amerika'da her dersin bir dersliği var yani siz dersliği değil hocanın dersini seçiyorsunuz ve lisedeki son yılı da eğlence yılı olarak kabul ediyorlar. Fakat Türkiye 'de son yıl LYS, YGS, gibi ulusal çaplı sınavlara gençler giriyor. Bu sınavların hiç olmaması demekte kötü olur çünkü bunlar seçiciliği yüksek olan ayırt edici sınavlar. Keşke senin dediğin gibi eğitim ve öğretim biraz daha eğlenceli olsa. Yeteneklerimize göre yerleştirebilsek ama maalesef ülkemizde eşit bir eğitim anlayışı yok. Düşünsene hangimiz eşitiz ?
|
|
|
Post by ozgeduygun on Sept 1, 2016 20:42:17 GMT
Yukarıda arkadaşlarımız sayısal istatistikleri fazlaca paylaşmışlar.Bu sınavlardaki performansımızın düşüklüğüne ben başka bir açıdan bakmak istiyorum.belli bir iş sahibi olmak, bir yerlere gelebilmek için bu sınavlar hayatımızın vazgeçilmez parçası. Bunlara alternatifte üretemiyoruz ne kadar adını değiştirsek te, zamana yaysak ta sınav sistemini hayatımızdan çıkaramayacağımızı düşünüyorum ki bu -diğer derslerimizden de yola çıkarak konuşuyorum- sınav sistemi ta Osmanlı zamanından bu yana bizim tarihimizde uygulanan sistem. Bizim şu anda bu sınavlarda ki başarısızlığımızı ise sınavı doğru yerde ve zamanlarda mı uyguluyoruz? sorusuyla cevaplamak istiyorum. PISA vb sınavlardan yüksek alan ülkelerden bir tanesi mesela İngiltere'nin eğitim ve sınav sistemine bakalım. öğrenciler okula başladıkları zamanda bizim ülkemizdeki gibi direk sınav sistemlerinin içine atılmak yerine (yaklaşık orta okul zamanlarına kadar) alıştırılarak bu sistemin içine dahil edilmişlerdir.Direk matematik gibi ağır dersleri soyut bir anlatımla vermek yerine öğrencilerin bunları eğlenceli şekillerde kendilerinin keşfetmeleri sağlanmıştır.Ülkemizde eğitim ve sınav sistemiyle bu kadar oynanıp, sonuçların olağan problemlere çözüm getirmek yerine günü kurtarma amacıyla yapıldığı sürece bu PISA gibi sınavlardan yüksek bir ortalama yapabileceğimizi düşünmüyorum. kaynakça: www.ingiltere-egitim.net/ingiltere-egitim-sistemi.htmldhgm.meb.gov.tr/yayimlar/dergiler/Milli_Egitim_Dergisi/155-156/karacaoglu.htmwww.resmiistatistik.gov.tr/?q=tr/content/yayg%C4%B1n-e%C4%9Fitim-faaliyetleri-ara%C5%9Ft%C4%B1rmas%C4%B1-2015-yay%C4%B1mland%C4%B1
|
|
|
Post by feyzaozcan on Sept 1, 2016 20:54:45 GMT
[br Bu konuda Feyza'nin gorusune kesinlikle katılıyorum. Çocuk açık uçlu bir sınava mi girecek yoksa çoktan seçmeli bir teste mi girecek bunu önceden bilmelidir ki ona göre çalışsın. Bu hususta çoğu ogretmen, öğrenci zaten sınava calisiyorsa test mi klasik mi olacağının ne önemi var, çalıştıysa ikisini de yapabilir, diye dusunuyor. Ama bence böyle değil. Ogrenci ne tür bir sinava gidecegini önceden bilirse ona göre bir çalışma yöntemi belirler ve ona göre calisir. Sınavdan önce öğretmen sınavın test olacağını söyler sinavi da klasik yaparsa öğrencide bir kaygı oluşur.Bu durum öğrenci basarisini da dusurebilir. Kisacasi, sinav sistemindeki değişim öğrenci basarisini etkiler. Sistem odaklı yapılan çalışmalar, ders geçme, sınavdan yüksek puan almak için yapılan çalışmalardır. Öğrenmek ve kalıcı izli davranışa dönüştürmek yaparak ve yaşayarak öğrenmek amaçlı değildir. Bence öğrenci bahsettiğim amaçlarla çalışmak istiyorsa sistemin çok da fazla bir önemi olmamalı. Bahsedilen amaçları ve hedefleri olan öğrenci her türlü sisteme hazırlıklı olmak zorunda.. tamam doğru söylüyorsunuz ama bizi bu hale getirende sistemin kendisi değil mi:?
|
|