ULUSAL VE ULUSLARARASI SINAVLARA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİZ

Olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum.En başta sınavı yapan kurumlara karşı bir güvensizlik duyulmasına yol açar.Lise 1de sınava hazırlanmaya başlayan bir kişi son sınıfa geldiğinde sistemin değişmesiyle beraber psikolojik olarak olumsuz etkilenir.Çünkü bütün çalışmaları,hazırlanışları eski sisteme göredir.Bu durum ister istemez başarı durumunu doğrudan etkiler diye düşünüyorum.Sizce etkiler mi ?

Türkiye de yapılan ulusal sınavlara bir başka açıdan bakma gerekirse arkadaşlarımın yorumunda okuduğumda bir diğer önemli etki gözüme çarpmıştır bu da Okan Adıgüzel arkadaşımında bahsettiği gibi ülkemizde yapılan sınavların güvenirliği çok düşüktür. Çünkü bu sınavlar da her sene yanlış sorulmuş sorular neden kontrolü doğru yapılmıyor da sınav bittikten sonra yanlış soruların iptali söz konusu oluyor? Ya da daha üstünden bir ay geçmiş olan devletimizi yıkmaya çalışan bir grubun her sene kendilerince oluşturdukları bir gruba soruların verilmesi ve adam kayırma , torpil ile mülakatlardan geçirerek kendi adamlarını milyonlarca insanın önüne geçirip memur yapan bir sisteme ne kadar güvenilebilir? düşünüp tartışmak gerekiyor. Asıl mesele adaletli bir şekilde yapılmalı bu sistemler yoksa bugünde gördüğümüz gibi sisteme güvenirlik yok olacaktır.Bir başka boyutta Muhammed Ali Yıldırım arkadaşımın dediği gibi sınavlarda neyi sorsakta öğrenci yapamasa düşüncesidir. Bu düşünce var oldukça başarıdan asla söz edemeyiz evet çok fazla başvuran olabilir bunun için gerekli olan şartlar en adaletli şekilde sağlanmalı ve hiç kimsenin emeği yenmemeli.Tekrar düşüncemde Uluslararası sıanavların daha başarılı ve güvenilir olduğunu düşünüyorum.

başka ülkerlerde mevcut olan eğitim sistemlerin başarı göstermesi sebebiyle aynı sistemlerin bizim ülkemizde de denenmesi ne kadar doğru? Bizde de aynı başarının elde edilmesine kesin gözüyle bakmak doğru mu? ve istenen başarı olmadığında sürekli sistemde değişiklik yapmak sizce öğrenciler açısından nasıl değerlendirilir?

sınav sisteminin sürekli değişmesi öğrencilerde bence ciddi anlamda psikolojik sorunlara sebep olmaktadır çünkü tam birşeye odaklanmışken tekrardan başa dönmek zorunda kalınıyor ve bu da öğrencide endişeye yol açıyor tabiki buda sınav başarısına etki ediyor. Şunuda unutmamalıyız ki her yeni sınav sisteminde yeni bir deneme yanılma  yoluyla bir şeyler belirlenir ve bunların olumsuz yönleride direkt olarak öğrenciye etki eder ve öğrencide güvensizlik oluşturur.

Ülkemizde okula yeni başlayan bir çocuğun eğitim ve öğrenim hayatının sonuna kadar gördüğü derslerin içerikleri ve girdiği sınavlar öğrencinin sadece başarı sırasını artırmaya yönelik çalışmaları içermektedir. Ancak yurdumuzun dört bir yanında yer alan eğitimcilerimizin ve eğitiminde yardımcı oldukları öğrencilerimizin eğitim seviyeleri aynı olmaması sebebiyle eğtimde bir eşitsizlik meydana gelmektedir. Ayrıca gelir dağılımına bakıldığında gelir düzeyi yüksek ailelerin çocuklarının ulaşabilecekleri imkanların daha fazla olması bu eşitsizliği bariz bir farka çıkarmaktadır. Tüm bunların sonucunda ise gençlerimizin geleceklerine yön verecek KPSS, ALES, TEOG v.b. sınavlarda başarı göstermelerini bekliyoruz. Örnek olarak vermek gerekirse köyde çobanlık yapan bir öğrencimizin ailesinin katkısı olmadan, sadece okuldaki öğretmeninin desteğiyle kazandığı başarı ile şehirde yetişen eğitimli bir ailenin çocuğunun okul ile birlikte dershanede aldığı eğitimin sonucunda kazanacağı başarı arasında büyük bir fark olmaktadır. Zamanı gelip lise, üniversite okumak istediklerinde, iş hayatına atılmak istediklerinde karşılarına çıkarılan sınavlarımızın bir çoğu öğrencilerimizin eğitim seviyelerini bir kabul ederek sınava tabi tutulmaktadır. Sonuçları açıklandığında ise başarısız olduğunu gören başarısı keşfedilememiş bir çok gencimiz eğitim gerektirmen işlerde çalışmakta yada evlendirilmektedir.

Uluslararası yapılan sınavlarda ise ülkemizde yapılan sınavların tam aksine başarı sırasına yönelik değil bilgisinden önce mantığını, yeteneğini ve eleştirel bakabilmeyi kendine ilke edinmiştir. Ekonomik İşbirliği Kalkınma örgütü olan OECD'nin arasında Türkiye'nin de bulunduğu katılımcı ülkeler arasında yaptığı 15 yaş grubu öğrencilerinin katıldığı bir sınav da sorulan soru ve bunun sonuçları açıklanmıştır. Soruyu sizlerle paylaşarak ülkemizde verilen eğitimin ne kadar ezberci bir yöntem olduğunu görmenizi istiyorum.

Soru: ‘Helen, bisikletiyle evinden 4 kilometre uzaktaki nehir kenarına 9 dakikada gitti. Dönüşte 3 kilometrelik kestirme yolu kullandı, bu yolculuğu da 6 dakika sürdü. Helen’in nehre gidip dönmekte ortalama hızı ne oldu?’

PİSA testinde yer alan bu soru 6. seviye sorularından olup matematiksel açıdan basit bir soru ancak sorunun sorulma şekli öğrencileri eleştiri yapmalarını gerektirdiği için kafalarını karışmakta hata yapmalarına sebep olmaktadır. Ülkemizde bu soruda sorulmak istenin daha zorlarını çözen öğrencilerimiz vardır ancak sorunun soruluş yöntemi her şeyi ortaya koymaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda bu soruya doğru cevap veren öğrenci sayısı Çin'de %31'i, Türkiye'de ise %1 olarak tespit edilmiştir. Durumumuz ortada başka ne denilebilir ki.

Diğer bir konu ise bu yazılı sınavlarda başarılı olan kişilerin ayrımı için sözlü yapılan mülakatlardır. Ülkemize yer alan genç nüfusun fazla, iş potansiyelinin az olması sebebiyle seçici davranmak zorunda kalınmakta ve bunun içinde 2. bir sınav olarak sözlü sınavlar yapılmaktadır. Gülcan arkadaşımızın da dediği gibi objektifliği tartışılmalıdır. Herkesinde bildiği gibi ülkemizde sözlü mülakatların amaçları saptırılmaktadır. Eğer ki amacına düzgün olarak uygulanabilirse özellikle sözlü diyalogların önemli olduğu alanlar için 2. bir sınav türü olarak kullanılmalıdır.

Başka ülkelerde uygulanan sistemlerin aynısının bizim ülkemizde denenmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum.Ayrıca değişen şeyin sınav sisteminin içeriği değil isimlerinin olduğunu düşünüyorum.