|
Post by ismail cetinkaya on Aug 29, 2016 13:51:42 GMT
Öncelikle ülkemizde eğitim durumu hakkında kısaca kendi düşüncelerimi ve zaten herkesin apaçık gözle görmüş olduğu sorunlarını anlatmak isterim. Ülkemizde okul öncesinden başlayarak üniversite düzeyine kadar ki her basamakta gerek sistemsel gerekse öğretmen kalitesi olarak çok eksik durumdayız. Hatta aile den gelen bi eğitim ve disiplin eksikliği bulunmaktadır. ailenin bilinçsizliği ve aileden gelen eksik eğitim ve disiplini alan çocuk okulda yetersiz ve bilinçsiz öğretmen ve yanlış eğitim sistemi ile devam ettiği takdirde ülkemizin gerek ulusal gerekse uluslararası sınavlarda yetersiz ve aşağı düzeylerde kalması kaçınılmaz oluyor. bunun en basit örneğini ülkemizdeki seçme sınavlarından alınan düşük puanlarla ve sınav sonrası iş hayatına başlayan bireyin işe hazır olmayışı iş ahlakını bilmeyişi şeklinde gösterebiliriz. Ayrıca bu eksikliğin, bukadar genç ve dinamik nufusu olan, akademik düzeyde çok fazla okulu ve öğrencisi olan bir ülkenin uluslararası alanda matematikte 44. sırada fen de 43. sırada olması da apaçık bir delilidir. bunun başlıca nedenleri öğrenci bilinçsizliği, öğretmenlerin yetersiz bilgi birikimleri, eğitim sistemi, üniversitelerde çok fazla teorik ders verilip uygulama eksikliği, hayata uyarlama ve sosyal yaşantımızda kullanıma hazırlamayışlarıdır. ulusal sınavlarda başarısızlığımız da sadece bilgi ölçüp ezbere dayalı sistem kullanılmasıdır. kişilerin hedefledikleri mesleği seçerken kendi beceri ve ilgi alanlarına yönelirken yapılan sınavların mesleğe yönelik sınavlar yerine meslekten ayrı başka alanlardan sınavlara tabi olmalarıdır. bireyler hayal ettikleri işe ulaşmak için ilgi alanları olmayan alanlarda zorla bilgi sahibi olmaya zorlanıyorlar. Sınavsız değerlendirme şeklinde olmaz ama sınav yapılırken matematik öğretmeni olmak isteyen bir kişinin , karstaki dağların yükseltisi ve platolarını toprak koşullarını bilmeye zorlamak yerine matematik alanında küçük yaştan başlanıp üst düzey eğitim verilip sınavında da metematik alanında ileride kullanacağı aktaracağı bilgilerden sorumlu olmalıdır. en alt basamaktan başlayarak bireylerin küçük yaşta yetenekleri ve ilgi alanları tespit edilip ona göre eğitim verilerek hayata hazırlanmalıdır. bunun için sınav sistemimizi ve eğitim sistemimizi baştan dizayn etmeliyiz. en başta aile bilinçlendirilip öğretmen kalitemizi arttırmalı okullarda kullanılan materyalleri geliştirmeliyiz ve öğrenciyi hayata hazırlamalıyız. ancak bu şekilde hem ulusal hem de uluslar arası sınavlarda üst sıralara ilerleyebiliriz.
|
|
|
Post by aysenuryel on Aug 29, 2016 14:00:56 GMT
Türkiye’de ulusal sınavlarda kolay okunması açısında ve yazılı sınavlara göre daha pratik olması açısında çoktan seçmeli sınavlar kullanılır. Bu sınavlara başvuran sayısı çoktur ancak alınacak kişi sayısı azdır. Bu yüzden bu sınavlar zordur. Bence KPSS veya benzeri sınavlardan sonra bir mülakat sistemi olmalı çünkü belki de o mesleğe hiç yeteneği olmayan mesleği bilmeyen insanlar sırf matematik Türkçe derslerini iyi biliyor diye iyi yerlere gelebiliyorken, matematiği kötü mesleğine aşık insanlar açıkta kalabiliyor buda sistemde bir adaletsizlik olduğunu gösteriyor. Aynı şey diğer sınavlar içinde geçerlidir. YGS VE LYS gibi sınavlarda her şey bir sınava bağlanıyor öğrencinin geçmişteki başarıların sadece az bir yüzdesi puanına ekleniyor. Ancak son yıllardaki TEOG’la yapılan her yıl belli sınavların devlet eliyle yapılması bence bu eşitsizliği ortadan kaldırmasa da azaltıyor Türkiye’nin uluslararası sınavlardaki başarısı PISA 2009 verilerine göre 2012 yılında 5- 10 puan arttırmıştır. Ancak ortalama artmıştır sırlamada gerileme olmuştur. 2012’de PISA ‘ya yeni katılan 6 ülkeden yalnızca 3’ü geçilebilmiştir. Ortalamanın üzerindeki ülkelerin Fen Bilimleri testlerinde daha başarılı olduğu görülmektedir. Buradan çıkarılması gereken sonuç eğer Fen Bilimlerine gerekli önem verilirse bilimsel yaklaşımalar arttırılırsa ülke uluslararası alandaki sınavlarda başarı elde edebilir. Sınavsız değerlendirme olmaz sınav kaygıdır kaygıda içine biraz başarıyı getirir. Ancak istenen başarı sınav sisteminin çağa ve öğrencilere göre yeniden düzenlenmesiyle olur. (Kaynak ders içi notlar ve Ali Baykal bu PISA yine acılı olmuş usta makalesi. ) Öncelikli olarak dediklerinize katılıyorum fakat Türkiye'ye de sözlü sınav kavramına veya mülakata kesinlikle karşıyım. Çünkü her ne kadar inkar edilsede ülkemizde ''dayın varsa arkan sağlamdır.'' cümlesiyle karşı karşıyayız. Yani kalkıpta KPSS sınavından ardından mülakat konması demek puanı yüksek olan öğrencinin düşük olana göre pardon dayısı olana göre bir adım geridedir diye düşünüyorum. Bunu nasıl önüne geçilmeli öncelikle buna önem verilip araştırılmalıdır. ''Sınav kaygıdır'' sözünüzde de haklısınız ama başarıyı getirebileceği konusuda tartışmaya açık bi konu. Ben şahsen kaygının başarıyı düşürebileceği kanısında olmakla birlikte sınavın olması taraftarıyım. Tabi bu ardından şöyle bi soruyu getiriyor? Nasıl bir sınav olmalı ? Tam bu nokta da '' 2 saate sığdırılan oks ygs lys değilde şuan TEOG sınavını destekliyorum. Çünkü her sene yapılması öğrencinin başarsını ifade edilmesi konusunda daha etkili zamana yayıldığı için. PISA sınavına gelince dediklerine kesinlikle katılıyorum. Haklısın ama bu seferde okullar her türlü matematik problemini çözüp sana aktaramayan hocalarla doluyor evet mülakat sisteminini %100 bende desteklemiyorum ama öğretmenlik adına hiçbir şey bilmeyen insanlar sırf memur olmak uğruna kaç öğrencinin hayatını mahvediyor. Dayı mevzusunda da haklı olduğunu düşünüyorum. Kaygı konusunda haklı olabilirsin ama kaygı derken sadece biraz kaygıdan bahsetmiştim öğrencinin birazcık sınavdan korkması değilde ciddiye alacak kadar kaygılanmasını bu sayede sınavlara karşı bir istek duyar diye düşünüyorum .Mesela klasik Türk tipi öğrenci ne zaman çalışmaya başlar sınavlar yaklaşınca ve kaygısı azda olsa olduğu zaman diye düşünüyorum .Bende TEOG'u destekliyorum hem öğrenciler bir kerede harcanmıyor hem üç şans veriliyor hemde bazı sınavlar devlet eliyle yapılırken adalet sağlanmış oluyor.Görüşlerine saygı duyuyorum yazdığın içinde teşekkür ederim .
|
|
|
Post by Duygu Yatan on Aug 29, 2016 14:01:46 GMT
Tüm dünyada ezbere dayalı sistemin sembolik isimler alan sınavları fakat sadece koca bir yanlış.Sınavdan önce aldığımız eğitim sınava yönelik olunca sınav sonrası öğrenilen her şey uçup gidiyor aklımızdan.Sınav sistemini desteklemiyorum.Çünkü bir insanın bir iki saatte koca okul hayatı sınanamaz ve herhangi bir hastalık durumu söz konusu olduğunda ise o kişi için başarı imkansız ve bir yıl kayıp.Okul başarı puanı kullanılması en doğrusu bana göre öğrenciler bu bilinçle derslerini de önemser ve daha bilinçli nesiller yetişir.
|
|
|
Post by aysenuryel on Aug 29, 2016 14:02:07 GMT
Türkiye’de ulusal sınavlarda kolay okunması açısında ve yazılı sınavlara göre daha pratik olması açısında çoktan seçmeli sınavlar kullanılır. Bu sınavlara başvuran sayısı çoktur ancak alınacak kişi sayısı azdır. Bu yüzden bu sınavlar zordur. Bence KPSS veya benzeri sınavlardan sonra bir mülakat sistemi olmalı çünkü belki de o mesleğe hiç yeteneği olmayan mesleği bilmeyen insanlar sırf matematik Türkçe derslerini iyi biliyor diye iyi yerlere gelebiliyorken, matematiği kötü mesleğine aşık insanlar açıkta kalabiliyor buda sistemde bir adaletsizlik olduğunu gösteriyor. Aynı şey diğer sınavlar içinde geçerlidir. YGS VE LYS gibi sınavlarda her şey bir sınava bağlanıyor öğrencinin geçmişteki başarıların sadece az bir yüzdesi puanına ekleniyor. Ancak son yıllardaki TEOG’la yapılan her yıl belli sınavların devlet eliyle yapılması bence bu eşitsizliği ortadan kaldırmasa da azaltıyor Türkiye’nin uluslararası sınavlardaki başarısı PISA 2009 verilerine göre 2012 yılında 5- 10 puan arttırmıştır. Ancak ortalama artmıştır sırlamada gerileme olmuştur. 2012’de PISA ‘ya yeni katılan 6 ülkeden yalnızca 3’ü geçilebilmiştir. Ortalamanın üzerindeki ülkelerin Fen Bilimleri testlerinde daha başarılı olduğu görülmektedir. Buradan çıkarılması gereken sonuç eğer Fen Bilimlerine gerekli önem verilirse bilimsel yaklaşımalar arttırılırsa ülke uluslararası alandaki sınavlarda başarı elde edebilir. Sınavsız değerlendirme olmaz sınav kaygıdır kaygıda içine biraz başarıyı getirir. Ancak istenen başarı sınav sisteminin çağa ve öğrencilere göre yeniden düzenlenmesiyle olur. (Kaynak ders içi notlar ve Ali Baykal bu PISA yine acılı olmuş usta makalesi. ) Öncelikli olarak dediklerinize katılıyorum fakat Türkiye'ye de sözlü sınav kavramına veya mülakata kesinlikle karşıyım. Çünkü her ne kadar inkar edilsede ülkemizde ''dayın varsa arkan sağlamdır.'' cümlesiyle karşı karşıyayız. Yani kalkıpta KPSS sınavından ardından mülakat konması demek puanı yüksek olan öğrencinin düşük olana göre pardon dayısı olana göre bir adım geridedir diye düşünüyorum. Bunu nasıl önüne geçilmeli öncelikle buna önem verilip araştırılmalıdır. ''Sınav kaygıdır'' sözünüzde de haklısınız ama başarıyı getirebileceği konusuda tartışmaya açık bi konu. Ben şahsen kaygının başarıyı düşürebileceği kanısında olmakla birlikte sınavın olması taraftarıyım. Tabi bu ardından şöyle bi soruyu getiriyor? Nasıl bir sınav olmalı ? Tam bu nokta da '' 2 saate sığdırılan oks ygs lys değilde şuan TEOG sınavını destekliyorum. Çünkü her sene yapılması öğrencinin başarsını ifade edilmesi konusunda daha etkili zamana yayıldığı için. PISA sınavına gelince dediklerine kesinlikle katılıyorum. Haklısın ama bu seferde okullar her türlü matematik problemini çözüp sana aktaramayan hocalarla doluyor evet mülakat sisteminini %100 bende desteklemiyorum ama öğretmenlik adına hiçbir şey bilmeyen insanlar sırf memur olmak uğruna kaç öğrencinin hayatını mahvediyor. Dayı mevzusunda da haklı olduğunu düşünüyorum. Kaygı konusunda haklı olabilirsin ama kaygı derken sadece biraz kaygıdan bahsetmiştim öğrencinin birazcık sınavdan korkması değilde ciddiye alacak kadar kaygılanmasını bu sayede sınavlara karşı bir istek duyar diye düşünüyorum .Mesela klasik Türk tipi öğrenci ne zaman çalışmaya başlar sınavlar yaklaşınca ve kaygısı azda olsa olduğu zaman diye düşünüyorum .Bende TEOG'u destekliyorum hem öğrenciler bir kerede harcanmıyor hem üç şans veriliyor hemde bazı sınavlar devlet eliyle yapılırken adalet sağlanmış oluyor.Görüşlerine saygı duyuyorum yazdığın içinde teşekkür ederim .
|
|
|
Post by esradogan on Aug 29, 2016 14:04:53 GMT
Öncelikli olarak sınav birkaygidir sözüne kesinlikle katiliyorum zaman zaman bunu bizogrencilerde yaşıyoruz bu kaygiyiailelerde istemeyerek desteklemede benim evladım sinavagirecek diyerek öğrencinin kaygısını daha da artırmakta Meb sınav sistemini hersene değiştirerek eğitim sistemini bozmak ta teog gibi sınavlar her sene uygulandığı için öğrencinin sosyal aktivetisini kısıtlamakta psikolojisini bozmakta böylece türkiyenin eğitim sisteminde diğer ülkelere bakarak düşük olması da çok normal çağimizda ilkokula başlama yaşı 6 ya indirildi bence yanlış bir uygulama öğretmen bu öğrenciye ödev verdiğinde ķendisi yapmamaktadır daha çok bu görevi anneler üstlenmektedir.Kpss LYS gibi sinavlar insanın geleceğini belirleyen sınavlar dir.ZATEN HAYATIN KENDİSİNE BİR SİNAV DEĞİLDİR .?
|
|
|
Post by rojdankatlav on Aug 29, 2016 14:09:57 GMT
Türkiye'nin sınavlardaki başarısına bakarsak eğitimimizdeki eksikleri apaçık göstermektedir.Ulusal ve uluslararası sınavlarındaki saatin kısıtlayıcı olması,engel nitelik taşıması öğrencilerin sanki at yarışına hazırlanıyormuş gibi hissettirmesi öğrencilerin(kişilerin) psikolojik olarak bunalıma girmesinde etkendir.Örneğin;Uluslararası nitelikte PISA sınavında Türkiye okuma becerileri,matematik,fen alanlarında Türkiye seviye olarak diğer ülkelere göre en alt sıralarda yer almaktadır.Bu eğitim sistemimizdeki eksiklerimizden ve aksaklıklarımızdan kaynaklanmaktadır. Türkiye'nin sınavlardaki başarısını etkileyen bir çok neden vardır.Bunlar;kişi başına düşen milli gelir,ebeveynlerin eğitim düzeyi,sınıf ortamı ve öğretmenlerin eğitimi son derece önemlidir.Bu nedenlere bakarak Türkiye'nin başarısını anlayabiliriz.Türkiye de sınavsız değerlendirmeler çok nadir olarak adaletli ve eşit şekilde sonuç verebilir.Sınavsız değerlendirmelerde haksızlık,eşitsizlik ve adaletsizlik ön planda olduğu için verdiği sonuçtan kişi çoğu kez alması gerekeni alamaz.Sınavsız değerlendirmede öznel davranış,tutum ve düşünceler etkindir
|
|
|
Post by reyhankoclar on Aug 29, 2016 14:15:57 GMT
İnsanların bilgilerini ölçmek için elbette ki sınavlara ihtiyaç vardır.Bu sınavlar degildir aslında kötü olan sınavların kullanış amaçlarıdır.Bu sınavlar neden ve ne amaçla yapılıyor? Nerelerde kullanılıyor? ve gerçekten belli bir kategorideki inanlar mı çok zeki yada çalışkan? Biz onların zekasını gerçekten ölçebildik mi ? Ülkemizde KPSS den sonra yapılan sözlü sınavlar bana göre güzel bir uygulama fakat; burada ögretmen yetkisi kullanılması gerektigini düşünüyorum.Bir ögretmenin ögrencilerinin ne yönde becerileri varsa bunları ortaya çıkartmaya yardımcı olduklarını düşünüyorum.Bir sınavdan yetersiz görülen bir kişinin aslında ne kadar yetenekli oldugunu yada o iş için en dogru kişi oldugu fakat sınav esnasında heyecan kaygı gibi nedenlerden dolayı yapamadıgını düşünelim.şimdi bu kişi neye göre yetersiz sayılacak ? sırf sınav esnasında robotlaşıp duygularını gizleyemedigi için mi yada o an duygusunu çöpe atamadıgı için mi..Ülkede ki egitim sistemi uygulanan yanlış yöntemlerle harcıyoruz gençlerimizi..herkes diplomalı olsun KPSS den şu kadar puan alan gelsin! neden ?digerleri benim ülkemin insnları değil zaten ister bunalıma girsin isterse ölsün..dayatalım puanı yapan yapar yapamayandan banane..Bu olmamalı..devlet okul ögretmen eksiklerini görmeli..ogrenci yetersiz kaldıgında ona yardım etmeli.. toplayamadıklarına..geri de bıraktıklarını da almalı yanına.Sınavlardan korkmamalı..asıl sınav yardım etmeli kişinin yetişmesine..ögrenciyi ezmemeli sınav tam tersine ona ne oldugunu kanıtlamalı.. en iyi matametik bileni mühendis en iyi Türkçe bileni ögretmen yapmamalı..insanlık ögrenmeli ögrenci resim yapmayı müzikle ugrasmayı da sevmeli..benim sevmedigim bir şey vardı:lise son da iken okuma saatlerimiz vardı bedeb egitimi vardı bu ders saatlerinde hep lys ye hazırlandıgımıxı düşünürdük..biz kendimizi yetiştirmeyi unuttuk.. şimdi KPSS ye hazırlanan ögrencilerin kaçı kitap okuyor yada kaçı sinemaya zaman ayırıyor..Aaa yok ona vaktimiz ypk çünlü biz o kategoriye girelim tarih bilmesek de ülkede ne oldugunu bilmesek de olur!Egitim DİPLOMALI bilmem ne yetiştirmek değil aslında,KPSS den 80 üzeri almak degil..ülkeye milli varlığı ile bütün kendini iyi yetiştiren empati yetenegi olan aydın çağdaş BİREYİN ne demek oldugu bilincinde olan ,insan yetiştirmektir.Yoksa birirleri bizi koyunların başında ki çoban yada o koyun yapar.SÖZÜN ÖZÜ ŞU Kİ : Sınavlar olsun bız sınavla yetismeyelim biz sınavı yetiştiren olalım..yoksa hiç bir sınav o muhteşem teknoloji gelene kadar bizim gerçek zeka düzeyimizi bütünüyle ölçemeyecek..
|
|
|
Post by aysenuryel on Aug 29, 2016 14:17:44 GMT
Öncelikli olarak sınav birkaygidir sözüne kesinlikle katiliyorum zaman zaman bunu bizogrencilerde yaşıyoruz bu kaygiyiailelerde istemeyerek desteklemede benim evladım sinavagirecek diyerek öğrencinin kaygısını daha da artırmakta Meb sınav sistemini hersene değiştirerek eğitim sistemini bozmak ta teog gibi sınavlar her sene uygulandığı için öğrencinin sosyal aktivetisini kısıtlamakta psikolojisini bozmakta böylece türkiyenin eğitim sisteminde diğer ülkelere bakarak düşük olması da çok normal çağimizda ilkokula başlama yaşı 6 ya indirildi bence yanlış bir uygulama öğretmen bu öğrenciye ödev verdiğinde ķendisi yapmamaktadır daha çok bu görevi anneler üstlenmektedir.Kpss LYS gibi sinavlar insanın geleceğini belirleyen sınavlar dir.ZATEN HAYATIN KENDİSİNE BİR SİNAV DEĞİLDİR .? Öncelikle MEB'in sürekli değişen sınav sistemini bende desteklemiyorum . MEB bu sınavları üç yıla yaymadığı zaman bir yıla yaydığı zaman öğrenciler zaten son sene çalısıyor ailesi onu sınava gireceği sene dershaneye yolluyor çocuk sınav için ne öğrenirse artık. Bizlerde öyle yapmadık mı OKS döneminizi hatırlayın son sene herkes dershanelere gitti üç yıllık dersler bir yıla sıkıştırılmış oluyor öğrenci derste hiçbir verim almıyor. TEOG sistemini dört dörtlük bulmuyorum ama tek yılda yapılmasındansa üç kere şans veriliyor dönem içinde sınavlarla bu destekleniyor gerçekten hak eden öğrenciler iyi yerlere yerleşirler.Hem öğretim kalıcı olur hem sınavı bilen çocuklara çalışırlar. Evet TEOG sınavlarının çok eksikliği var o konuda size katılıyorum çocuklar en güzel çağlarını masa başında ders çalışarak geçiriyorlar hayattan kopuk sadece sınav odaklı oluyorlar. İlköğretimde ödevlerin ebeveynlere yaptırılması konusunda size hak veriyorum buda yine eksik olduğumuz noktalardan birisidir. Bence de hayatın kendisi bir sınav .. Ama bu sınavda başarılı olmak içinde birilerinin çalışması kendini feda etmesi gerekiyor. Görüşlerine saygı duyuyorum yazdığın içinde teşekkür ederim .
|
|
|
Post by sinemkuru21 on Aug 29, 2016 14:53:06 GMT
KPSS, ALES, TEOG gibi seçme sınavlarında test yöntemi kullanıldığı için sistem bizi robotlaştırıp tabiri caiz ise yemeden içmeden nefes almadan test çözmeye zorlar. Beden eğitimi dersi, müzik dersi, resim dersi gibi sözde boş ders olarak görülen derslerde ders işlenmez ve öğrenciler seçme sınavlarına hazırlık olarak, yeteneklerin fark edilebileceği bu derslerde test çözerler ve buna rağmen yüksek öğrenime yerleşemeyen öğrenci sayısı oldukça fazladır çünkü seçme sınavları sadece bilgiyi ölçmektedir. Uluslararası sınavlarda da çokta başarılı olduğumuz söylenemez.Türkiye PISA 2012 sınavında Okuduğunu Kavrama testinde 42. Fen testinde ise 43. Ve Matematik’te de 44. olmuştur. 2012’de PISA ‘ya yeni katılan 6 ülkeden yalnızca 3’ü geçilebilmiştir. Ortalamanın üzerindeki ülkelerin Fen Bilimleri testlerinde daha başarılı olduğu görülmektedir ve buna rağmen Ali Baykal'ın dediği gibi PISA sınavında Fen testinde ki başarısızlığımıza rağmen fizik ve kimya Öğretmeni atamaları yok denecek kadar azdır. Bence sınavsız bir ölçeme ve değerlendirme yapılamaz çünkü toplumun ihtiyacı olana hizmet elemanları seçmede daha kapsamlı ya da güvenilir bir ölçek yok. Sınavların kaldırıldığı düşünülürse sözlü mülakat, orta öğretim başarı puanı vb gibi alternatif yöntemlere başvurulur. Bu yöntemlerin güvenilir ve geçerliği düşük olduğundan sağlıklı bir seçme yöntemi olmaz. Bu bağlamda mevcut sınavların kapsamı genişletilmeli ve sadece bilgiyi ölçmemeli.
|
|
|
Post by nurullaherdogan on Aug 29, 2016 15:19:28 GMT
Eğitim sistemi epeyce sorunlar içeren bir ülke olarak bu sınavlardaki durumumuzdan memnun kalınacağını sanmıyorum. Başarılı olanlar bile bu sınavların sistemine göre yetiştiriliyor. Yani birşeyler öğrenme amacında değil,öğrencinin tek istediği sınavdan istediği notu alarak başarıya ulaştım diyebilmek ancak sınavda doğru yaptığı şeyler hemen sonrasında unutabiliyoruz. Bu başarının,bilginin veya zekanın sadece sınavlardan alınan sonuçlarla ölçüldüğü kanısının bir sonucudur. Herşeyden önce öğrenmeye çalışmak yerine sınav sistemine,şurdan kaç soru var bu konudan kaç tane çıkmış gibi analizler yaparak sınavlara hazırlanıyoruz biraz da şansla başarılı olanlarımız elbette oluyor ancak bunun kesin olarak öğrenciye katkısı olduğu konusu doğru değildir. Sınavsız değerlendirme yapılarbilir ancak bunda da sonuçların çoğu zaman insanlara güven vermeyeceğini düşünüyorum. Sonuçta belli bir sistem yok herşeyi takır takır çıkartıp önünüze sermiyor. Birileri değerlendirme yapıp sonucu söylüyor. Bu işin başındaki kişilerin adil ve yeterince bilgiye sahip olması ise konuyu tamamen değiştirip daha güvenilir hale getirir ve böyle bir durumda sınavsız değerlendirme yapmak daha mantıklıdır ancak günümüzde bu güven olayını çözmek o kadar kolay değil.
|
|
|
Post by vesifecalpan4178 on Aug 29, 2016 15:42:10 GMT
sınav sistemi neredeyse her yıl değişikliğe uğruyor. Tek sınavdı, ikiye çıktı, sonra 6’ya çıktı. Katsayıda sık sık değişiklik oldu. Bu yıl son kez YGS yapılabilir. Seneye adaylar yeni bir sistemle karşı karşıya kalabilir. Bu durumda da adayların kafası allak hala gerekli önlemler alınmıyor. Amerika ve diğer Avrupa ülkelerinde daha farklı ezberci eğitim yerine hayal gücüne dayalı bir eğitim veriyorlar. . Hangi durumun daha çok işe yaradığı ve öğrencilerin nerelere geldikleri PISA’nın her 3 senede bir yaptığı sınavlarda belli oluyor.ülkemiz ortalamanın çok altında ve sonuçlar içler acısı cidden . Eğitimin amacı olan yaşama sevinci kazandırmak, düşünme yöntemi ve etrafta olup biteni analiz etme yeteneğinin kazandırılması için ders çeşitliliği yerine varsa yoksa üniversiteye hazırlanmak her şey olmuştur.sınav yerine ne yapılabilir peki ? birkere ülkemiz sınavsız bir ortama müsait değildir.ilk önce sosyal bir ülkeysek bölgeler arası eğitimin eşitlemek gerek daha sonra örneğin üniversiteye alımda sıralama sınavı değil ölçme sınavları kullnılmalı .nitelikli insan yetiştirmek her ülkenin amacıdır..böyle olduğu taktirde ülkesini kendini geliştirebilir ve topluma faydası olur .
|
|
|
Post by eyupgunaydin on Aug 29, 2016 16:30:14 GMT
Ulusal ve Uluslar arası sınavlarda Türkiye’nin başarı durumu okunmuş pirinç yutup sınava gelen öğrenciyle aynı olduğunun kanaatindeyim, yapılan araştırmalar ve testler sonucunda Türkiye’nin başarısı ortaya çıkmaktadır. Bu başarıyı daha iyi yerlere getirmek için sistemi komple silmek yerine var olan sistemin üzerinde değişiklikler ve düzenlemeler yapıldığı takdirde daha da başarılı olunabilir, kendi alanımdan örnek verecek olursam Resim Anasanat dalı mezunu bir birey KPSS, ALES,vb. sınavlara girdiğinde alanıyla hiç alakası olmayan Coğrafya, Fizik, Biyoloji , vb. birçok alanın soruları ile karşılaşıyor. O halde resim öğretmeni ihtiyacı olan bir kurum alacağı öğretmenin alanında yeterli bilgiye sahip olduğuna dair kararı hangi sonuçları göz önünde bulundurarak güvenilir, geçerliliği olacak bir şekilde açıklayabilir. Buna benzer konular uygun kişiler tarafından mütalaa edilip uygulamaya konulursa da iyi sonuçlar ortaya çıkacağını tahmin ediyorum.
|
|
|
Post by zehracirik on Aug 29, 2016 17:30:17 GMT
Ulusal ve uluslarası sınavlara Türkiye´nin başarı durumu oldukça düşüktür.Bunun sebepleri arasında sınavlara gelecek kaygısıyla girmek ve okullarda eğitimin bilgiyi öğretmek amacıyla olmayıp öğrencinin gelecekteki statüsünü belirlemek için veriliyor olmasıdır.Sınavsız geçişle öğrencilerde aşırı gevşeme olabileceği ve disiplinsizlik artabileceği için sınavsız değerlendirme yapmak zordur.Eğitimde eşitsizliği önlemek için bu tür sınavlarda ve verilen eğitimlerdeiyileştirmeler yapılmalıdır.
|
|
|
Post by silaatalay on Aug 29, 2016 18:03:40 GMT
Ülkemizde çocuklar eğitim hayatlarına başladığı ilk günden beri aileler tarafından, daha iyi eğitim alabilmeleri için çocuklarını bir yarışa hazırlar gibi sınavlara hazırlıyorlar. TEOG ile başlayıp YGS-LYS ile devam eden sınavlar, sadece başarı üzerine yapılan sınavlardır. Öğrencinin yetenekleri bu sınavlarda göz ardı edilmektedir. Ülkemizde yapılan bu sınavlar kişinin hayatını etkileyen sınavlardır.Maalesef ki ülkemizde bu sınavların güvenirliği son yıllarda kalmamıştır. Okullar sınavlarda başarı oranlarını yükseltebilmek için öğrenciye sınavlarda hakkettiğinden daha fazla puan vererek diğer öğrencilerin hakları yeniyor. Medyadan da görüp okuduğumuz kadarıyla soruların çalındığını birtakım insanlara peşkeş çekildiğini görüyoruz. Ülkemizin bu sınav sisteminde çokta başarılı olabildiğini düşünmüyorum. Uluslararası sınavların daha dürüst daha adil şartlarda yapıldığını düşünüyorum. Ülkemizde bir gün bu seviyeye gelmesini umuyorum.
|
|
|
Post by ozgeyildirim on Aug 29, 2016 18:38:35 GMT
Ne yazık ki Türkiye ne ulusal sınavlarda ne de uluslararası sınavlarda başarı gösterebilmiş değildir. Ülkemizde yapılan Lys, Kpss, Yds gibi sınavlar bana göre doğru bir teknik değil. Bütün sene onca emek veriyorsun, dünyayla ilişkini kesiyorsun ve senin hayatını sadece birkaç saatlik bir zaman dilimine sığdırmaya çalışıyorlar. Ki bu da ister istemez öğrencide kaygı ve strese sebep oluyor. Bu çok üzücü. Ve maalesef verilen zaman bütün soruları cevaplayabilmek için yeterli değil. Çoğu öğrenci soruların zorluğu ve uzunluğundan dolayı zamanı iyi kullanamaz durumda. Soruların orta güçlükte olması gerekir. Bu sene Kpss’ye sözlü mülakatlar getirildi. Ne kadar adaletli olur ya da olmaz göreceğiz..Bence Erasmus gibi yurtdışında eğitimler ve seminerler desteklenmeli ve öğrencilerin alanlarıyla ilgili ülkelere gidebilmeleri sağlanmalıdır. Ben İngiliz dili ve edebiyatı bölümündeyim. Erasmus programına katıldım ve gönderildiğim ülke Polonya.. İngilizce ile Lehçe arasında nasıl bir ilişki olabilir ki.. Yurtdışı eğitim programları kesinlikle daha fazla geliştirilmeli ve desteklenmelidir. Ülkemizde öğrencilerin kendi yeteneklerine göre istedikleri bölümlere gidebilmesi ve kendilerini geliştirebilmesi gerekir. Bu şekilde sonuçlar daha olumlu olur ve başarı seviyemiz artar diye düşünüyorum.
|
|