|
Post by ozlemkaracabey on Sept 4, 2016 14:15:19 GMT
Arkadaşlarımın da belirttiği gibi ülkemizdeki eğitim ve sınav sistemleri sürekli olarak değişkenlik gösterdiği için henüz birey bile olamamış öğrenciler bilgileri öğrenme konusunda sadece işine yarayacak bilgileri öğrenip anlık yarar sağlayacak şekilde yani sınavları geçecek kadar bilgiyi ezberlemekle yetiniyorlar. Kısa süreli hedefler için kısa süreli öğrenmeler gerçekleştiren öğrenciler, zamanla ezber yapmayı çok iyi bilen ama bilgiyi yorumlayamayan bireyler olarak ulusal sınavlarda başarılı ancak uluslararası sınavlarda yeterli yorum ve sorgulama kabiliyetini edinememiş oldukları için başarısız oluyorlar. Bunu düzeltebilmek için öğretmenler öğrencilerine bilgiyi sunmak yerine öğrenmeyi öğretme yoluna gitmeli ve ulusal sınavlarımız direkt olarak bilgiyi değil bilgiyi yorumlama kabiliyetini ölçmelidir.
|
|
Deleted
Deleted Member
Posts: 0
|
Post by Deleted on Sept 4, 2016 14:20:15 GMT
Türkiye bu sınavlarda diğer ülkelere göre geride kalmıştır.Bunun nedenlerinden biri okuma becerilerinin zayıf olmasıdır.Bir diğer neden ise eğitim teknolojilerinin kullanım becerilerinin zayıf olmasıdır.Türkiye'de eğitim-öğretime, okumaya verilen önemin düşük olması da bir neden sayılabilir.
|
|
|
Post by Muhammed Fatih Mermer on Sept 4, 2016 14:37:52 GMT
Ulusal (KPSS, ALES, TEOG, vb.) ve uluslararası (PISA, PIRLS, vb.) düzeyde uygulananan sınavlarda Türkiye'nin başarı durumunu tartışınız. Sınavsız değerlendirme yapılabilir mi tartışınız.
|
|
|
Post by fatmaeroglu on Sept 4, 2016 14:57:52 GMT
Bilinen gerçek şu ki uluslararası sınavlara bakıldığında Türkiye oldukça başarısız bir ülkedir ki AB'ye girmeye çalışan bir ülkedir. özellikle Pısa verilerine baktığımızda Türkiye 94. olduğu bir gerçektir. Benim görüşüm şu ki Türkiye'nin bu kadar geriden seyretmesinin sebebi 'merkeziyetçi anlayış'tır. Ayrıca Türkiye'de uygulanan çoktan seçmelilerin ezberciliğe dayandığını belirten ezgi' ye katılmıyorum. Çünkü ezbercilik olarak nitelendirilen çoktan seçmeliler yoluyla sentez ve yaratıcılık becerileri hariç olmak şartıyla birçok üst düzey becerilerini ölçmek mümkündür. Ayrıca yazılı yoklamalarda, kısa yanıtlı sorularda vs. ezbercilik yoktur diyebilir miyiz? Sınavsız öğrenci seçimi asla ve asla yapılamaz. Nasıl yapılır ki. Kura çekerek ya da ortaöğretim başarısına göre mi? O zaman da ortaöğretimden yüksek puan alarak mezun olmak isteyen öğrenciler öğretmenleri zor durumda bırakabilir ve ya çeşitli entrikalar dönebilir. Birçok araştırmada görülmüştür ki her ne kadar sınav sistemlerinin niteliğini düzeltici çalışmalar gerekse de sınavlar şu an kullanılabilecek en ideal yönetemdir. KAYNAKÇA: öğretmen adaylarının Türk eğitim sisteminin sorunlarına ilişkin görüşleri Cilt: 8 Sayı: 1 Yıl: 2011
|
|
|
Post by emre57 on Sept 4, 2016 15:01:08 GMT
Türkiyenin eğitim öğretimdeki başarı durumu iyi değil çünkü diğer ülkelerdeki eğitim öğretim bir sistem dahilinde ilerlerken bizdeki sistem ve program dışındadır.Bu da daha çok siyasal ve çevresel vs. faktörlerden etkilenmektedir. ulusal sınavlarımızda başarımız nispeten olsa da uluslararası sınavlarda bu yoktur.sınavsız değerlendirme yapılabilir ama etkili olmaz nesneldir. kişinin o anki durumu göz önünde bulundurulmalıdır.
|
|
|
Post by htcerdgn on Sept 4, 2016 15:09:17 GMT
Biz ve bizim gibi nüfusu çok olan ülkelerde meslek,sınıf,lise,üniversite seçiminde mecburen insanlar sınava tabi tutuluyor.Evet bu gerekli bir durumdur ve yapılmalıdır,ama insanların başarısı sadece bir sınavla sonuçlandırılmamalıdır. Bence sınav yerine 3 aşamalı bir ölçme değerlendirme yapılmalıdır. Bunlar;öncelikle bir sınava tabi tutulmalıdır adaylar daha sonrası mülakat tabi tutulmalıdır ve son olarak pratiğe dönüştürülerek bir uygulama ortamı hazrlanarak kişiler test edilmeli ve bu üçünün sonucumda bir puanlama yapılmalıdır. Benim bu şekilde aşamalandırmamın sebebi insanların zeka çeşitleri birbirinden farklıdır ve bazı insanlar testi daha iyi çözebilir ve heyacanlnmazlar bazıları sözlü mülakatta daha iyidir bazılarıda pratikte bu yüzden tek bir katogoriye ayırmak diğerlerine haksızlık olur ve bu 3 ünün ortalaması alınarak bir sonuca varılması bence daha verimli ve adil olur.
|
|
|
Post by esrabektas on Sept 4, 2016 16:03:53 GMT
sınavsız değerlendirme yapılması zor olur. çünkü bilgi üzerine olan değerlendirmeler bunlar. Ve bilgi olmadan olmaz. bildiğimiz gibi PISA uluslararası bir sınavdır ve Türkiye'de buna katılmaktadır. Sorular günlük yaşamla ilgilendirilir problem çözme. matematik, fen, okuduğunu anlama üzerinedir. Fakat sonuçlar iç açı değildir. Çin'in de altında kalarak ortancanın atında bir sonuç sergiledik. O zaman burada sorunun en temeline kaynağına inmek gerekmektedir. Ve tabikide eğitim durumları gelişmiş ülkelerde daha fazladır. bu yüzden puan almaları daha yüksektir. Türkiye'nin başarısızlığının nedenlerinden biride bu bana göre. Her şeyden önce okullarımız yaşama hazırlayıcı okullar değil ezberci bir sistemle ilerlemektedir. Önce eğitim sorunlarını çözüp daha sonra sınavlara bakmalıyız. Birazda kendime dönerek kendimizi geliştirmeliyiz her konuda.
|
|
|
Post by esmauysal2 on Sept 4, 2016 17:09:05 GMT
Sinav sistemimizin yanlıslıgı yıllardır süregelen bir tartışmadır,bu bir gerçek.Eğitimin verilme zamanı ile sınav saati orantısı oldukca aşikardır.Eğitimin verilme şekli,zaman,pisko-sosyal durumlar göz önünde bulundurulduğunda verilenin bizden istenmesi ,olumsuz şartlar altında iyi yönde gelişmez ve sınavlar bir hayli kötü geçer ve istatistiklerde çoğunlukla bunu göstermektedir. Yeterli eğitim altyapısı oluşmayınca öğrenim gerçekleşmiyor ,gercekleşen ise sınav sitresi nedeni ile hüsrana uğruyor.Bır ömür etkilebecegimiz sonucları bir kaç saat içinde almamız ve bizden beklenileni vermemiz ne denli doğru tartışılır ..
|
|
|
Post by remziyeglr25 on Sept 4, 2016 17:49:37 GMT
Herşeyden önce şunu belirtmek isterim ki ülkemizin eğitim sisteminde yetersiz oldugu durumlar vari bir bireyin basarılı olabilmesi için onun şahsına yönelik beceri bulunup o alana yönlendirilmesi gerekir. ilkokuldan tutunda orta ögretime kadar hatta üniversite bitirilene kadar sürekli belirli bir yere gelmek i,çin öğrencileri sınav psikolojisi ve baskısı altına almak eğitimde bence olmaması gereken bir durumdur. örneğin almanyada bu sistem tamamen farklıdır. ögrencinin ilgi alnı belirlendikten sonra o alanda yetişebileceği ve sevebileceği alan üzerinden eğitim alması hem kişi için hemde ülke menfaatleri için önemlidir.
Gelişen yada gelişmekte olan tüm toplumlarda sınav kaygısı çok az olmalıdır. bir kişinin geleceğinin bir kaç saatlik bir sınava sıgdırılmasını mantıken kabul edemiyorum. kpss olayına gelince mesela ben bu bölümü bitirip bu diplomayı almışsam bu alanda demmki bu işi tamamlamışımdır demektir. atanma sayılı ögretmen alımı vb durumların üni mezunu bir kişinin yeterlilik sınavı gibi bir sınavdan geçmesi kabul buyurulamaz bir durumdur.
Ben zaten bu alanda okumuş ve söz sahibi az da olsa olmuşsam demek ki ben o alanda yeterliyimdir. sınav başarısı konusunda ülkemi başarılı bulamıyorum bunun içerisine kendimide dahil edebilirim sırf ders ten kalmamak için geçme adına çalışılan vakit harcanan bir sistemin içerisinde olmamamız gerekiyor bilgiye açık üreten olamamız gerekiyor.
Sınavsız degerlendirme tabiki olabilir. burada bu hususta adil olununca bir sıkıntı olmayacagını düşünüyorum. sınavsız degerlendirmeyi yapan kişilerin o alanda üst düzey olması ve gerçekten bilgiyi sınaması önemlidir.
|
|
|
Post by sumeyyear on Sept 4, 2016 17:58:11 GMT
Arkadaşlarımın bahsettiği gibi Turkiye'de egitim sistemi sürekli değişmekte. Öğrenciler de daha çok sınavı geçmeye odaklanır. Sinava kadar ezberlenip genelde sınavdan sonra bilgiler unutulur.Ve Turkiye'de okuma oranı az. Egitim'e daha çok destek verilmeli kaliteli ve verimli olmalı ki başarı daha çok olunabilsin. Sınavlarda guvenilirlilik ve tutarlılık da oldukça önemli sadece sınavlarda çıkacak olan değil hayatına ışık tutacak derslere daha çok önem verilmeli.
|
|
|
Post by mervedinc on Sept 4, 2016 18:01:21 GMT
Sınav sistemi bakımından ülkemizin bir çok eksiği bulunmaktır ve uzun yıllardır bu eksiğin kapatılması için sınav sistemleri farklı şekiller değiştirip karşımıza çıkmaktadır. Eğitim öğretim hayatının en başından beri ezberci öğrenime iten bu sistem başarısızlığı kaçınılmaz kılmaktadır örneğin Ulusal sınavlarımızın ilk etabı olan TEOG bir çok öğrenci üstünde yoğun baskılar yaratıp olumsuzluğa itmektedir bunun en büyük sebebi ise iyi bir lise iyi bir üniversite , iyi bir üniversite ise iyi bir iş mantığıdır. Öğrenciler yeteneklerine ya da isteklerine göre değil herkesin tabi tutulduğu seviyesi zor bir sınava girmeleridir. Başka bir örnek vermek gerekirse Türkiye ikinci bir dil öğrenimi bakımından seviyesi en düşük ülkeler arasındadır bunun sebebi ise gramere dayalı ezberci eğitim sistemidir. Kendi anadilimizi öğrenirken bile ilk önce dinleyip ardından konuşup daha sonra okuma ve yazmayı çözdükten sonra gramer öğreniyoruz ama sınav sistemimiz yüzünden yabancı dil öğreniminde bu tam tersi ilerlemektedir. Benzer sıkıntılar uluslararası sınavlarda daha az görülmektedir örneğin Teofl her etapta ayrı bir puanlama yapıp ortalamasını almaktadır .
|
|
|
Post by miyeserklcl on Sept 4, 2016 18:47:17 GMT
türkiyenin başarı durumu düşüktür.Eğitim sistemi ; öğrencilere gereksiz ve aşırı bilgi verilmesi, kişinin bireysel alan bilgisi ölçülmeden,bilgilerin nasıl kullanılacagını öğretmediği gibi ALES KPSS ÖSS gibi sınavların gerekliliğinede inanmıyorum.sınavlar mutlaka ögrencilerin düzeylerıne göre ayarlanmalı . insanın bütün hayatını etkıleyecek bır sınavın 2 saatlik bır zaman dilimine sığdırılmasını doğru bulmuyorum.Sınavsız bir sistemin olmayacagı aşikardır bence sınav yerine mülakat sisteminin ayarlanıp uygulanmaya konması daha doğru olacaktır.
|
|
|
Post by oznurduzen on Sept 4, 2016 18:49:41 GMT
Konuya öncelikle içimizden bir durumla giriş yapalım ulusal sınavlarda Türkiye'nin başarısı durumuyla,2016 yılı sayısal verilerine dayanarak YGS(Yüksek öğretime geçiş sınavı)'ına yaklaşık 2.256.422 öğrenci adayı başvurmuş.Yaklaşık 350 bin öğrenci bu sene barajı geçememiş 2015 yılının verilerine göre ise 2,126.684 öğrenci adayı YGS sınavına başvurmuş ve 710 bin öğrenci barajı geçememiş 2016 yılında katılım sayısı ve 2015 yılında katılım sayısına göre bakıldığında bu sene barajı geçemeyen sayısındaki düşüş belki bir nokta da eğitimde negatif noktaları biraz aşmış olduğumuzu söylememizi sağlayabilir.Fakat bir yerlerde yanlış yaptığımız bir şeyler var sanırım,2012 PISA sınavına göre fen bilimlerinde 43.,matematikte 44.,okuma yeteneğinde 42. ve genel ortalama olarak 45. sıradayız.Ve OECD ortalamasının çok altındayız ayrıca,2009 PISA sonuçlarına yakın bir sıralamadayız bu da bizi eğitim sistemimizdeki eksiklikleri incelemeye,iredelemey itiyor.Bilgiyi öğreniyoruz fakat bu bilgiyi nasıl kullanıyoruz? Türkiyede genel olarak bu büyük bir sorun çok zor bilinmeyenli denklemleri çözebilirken karşılaştığımız bir transfer sorusunu çözemeyebiliyoruz.Belki bu noktada öğretmen politikalarını,eğitim eşitsizliğini tartışmak gerekir.Öte yandan sınavsız değerlendirme yapılabilir mi? sorusuna odaklandığımızda ölçme yapmadan,ölçüt koymadan değerlendirme yapılabileceğini düşünmüyorum."Ölçmenin önemi yadsınamaz."(BAYKAL.A),"Ölçmenin önemini yadsıyan hiç bir bilim teknoloji ideoloji,din ya da sanat yoktur."(BAYKAL.A)"Saatsiz,metresiz,terazisiz bilim olmaz."(BAYKAL.A).Yani sınavsız bir eğitim sistemi düşünülemez çünkü öğrencilerin başarı düzeyini ölçeceğiz ki ona göre bir değerlendirme yapalım.Sınavsız bir yüksek öğretime geçiş düşünülmesi güzel bir etkinlik gibi görünüyor biz öğrencilerinde en büyük hayali budur fakat eğitim eşitsizliğinin doğacağını düşünüyorum.Öte yandan sınav ile birlikte bir değerlendirme olduğunda sınav öğrencide daha çok çalışma etkisi yaratıyor bir güdülüme ortaya çıkarıyor öte yandan sınav bize eğitim programımızı değerlendirme fırsatı da veriyor.Yapılan sınavların sadece bildiğimiz bilginin bir kısmını ölçmesi kısmına gelirsek sınavsız bir değerlendirme yapılmasını istiyoruz ya da birbirmizden farklı yeteneklere ve şartlara sahip olduğumuzu düşündüğümüzde sınavsız bir değerlendirme mükemmel bir fikir gibi geliyor bir adaletsizlikten bahsediyoruz bu durumlarda fakat nesnel bir ölçmeye ve değerlendirmeye ihtiyaç duyuyoruz.Bu yüzden sınavsız bir değerlendirme Türkiye de düşünemiyorum.
|
|
|
Post by edanmutlu on Sept 4, 2016 19:01:55 GMT
Bizim sınavlarımız uluslararası sınavları yanında çerez niyetine kaldığını düşünüyorum. Bütün sınavlar sadece insan hayatını birkaç saat içine alır. Fakat sınavlar seçiciliği ve ayırt ediciliği yüksek olan sınavlardır. Bence sınav sistemi tamamen değiştirilmelidir. Kesinlikle öğretmenlik ne kadar çalışırsa kendini geliştirirse o kadar daha iyi yerlere gelmelidir. Gençlerin hayatlarını 2 saat sığdırılması bana pek mantıklı gelmiyor. Biz test öğrencisi olarak büyüdük. Eğer bu durum değişecekse herkes yetenek ve arzularına göre devam etmeli. Sınav sistemimizin geliştirilmesi gerektiğini ve soruların bize derslerde gösterilen yerlerden olması gerektiğini düşünüyorum.
|
|
|
Post by songulguler34 on Sept 4, 2016 19:28:45 GMT
Türkiye'nin nüfusu düşünüldüğünde yapılan sınavların seçici nitelikte olması gerekmektedir. Birçok araştırmacı yaptığı araştırmalarda bu sınavların başarıyı yordadığı sonucuna ulaşmışlardır. Yani üniversiteye girmek için LYS sınavına giren bir öğrencinin başarı sıralaması ile üniversiteden mezun olduğundaki diploma puanı arasında yordayıcı bir ilişki vardır. Bu açıdan düşünüldüğünde başarılıdır. Sınavsız değerlendirme yapılması zordur ancak lisans eğitimindeki süreçlere bazı kriterler getirilerek değerlendirme yapılabilir. Ayrıca birçok ülke eğitim modelinde sınav başarısından çok bireyin öğretmenlik için uygun olup olmadığı kriterleriyle seçim yapmaktadır. Bu model Türkiye'ye uyarlanabilir.
|
|