|
Post by ferhattoprak on Sept 2, 2016 16:40:20 GMT
Türkiye KPSS,ALES,TEOG gibi sınavlarda eğitim sorunlarını görmesine rağmen uluslarası sınavlarlarda(PİSA) daha hayran bakıcı bir yapıyla yaklaşmıştır. Pisa sınavları baz alındığında Türkiye her sınavda ülkeleri ikiye bölen “ortanca” ve ortalama değerin altındadır.Bu bilgiler dikkate alındığında Türkiyenin uluslarası sınavlardaki başarı durumunun ne kadar düşük olduğunu ortaya koymaktadır. İnsani Gelişme Göstergesine göre 186 ülke arasında 90. Sırada yer alan Türkiye PISA 2009 sınavına katılan 63 ülke arasında da PISA 2012 sınavında da Đnsani Gelişme Göstergesi ölçüt alındığında 56. sıradadır. Bu PISA’ya katılan öğrencilerimizin ülkeyi yönetenlerden çok daha başarılı olduklarını göstermektedir.Bu cümlelerden cıkarımımız Türkiyedeki yöneticilerinde sınavların düzenli ve sistemli başarı oranını artırıcı şekilde yürütülmesinde etki oranının düşük olduğunu göstermektedir. Sınavsız değerlendirme yapılmasını yanlış buluyorum. çünkü sınavsız değerlendirmenin güvenirliği ve gecerliliği düşük olduğu için bize güvenilir sonuçlar veremeyecektir. bu sebepten ötürü sınavlar öğrencinin başarı düzeyinin ne aşamada olduğunu bize güvenilir ve gecerlilk bakımından daha somut yansımaktadır. Ülkemizde yapılan ve ülkemizin katıldığı sınavların sonuçlarını değerlendirdiğimiz de ülkemizde eğitim sistemine daha çok emek harcanması gerektiğini düşünüyorum. eğitimin aileden başladığı düşünüldüğün de anne- baba eğitimi başta olmak üzere , hizmet içi eğitim,sınıf ortamının iyileştirilmesi ,öğretmenlerin gelişime açık olması şarttır. (Kaynak,Ali Baykal bu Pisa Acılı Olmuş Usta makalesi)
|
|
|
Post by salih04turkoglu on Sept 2, 2016 17:20:10 GMT
KPSS, ALES, TEOG, gibi sınavlar ayırt ediciliği yüksek olan sınavlardır. bu sınavlardaki tek amaç bilgi seviyesini ölçerek bilenle bilmeyen arasındaki farklılıkları ortaya çıkarmaktır.bu tür sınavlara hayat snavı gözüyle bakanımız muhakkak olmuştur.uzun bir hazırlık safhasından geçerek verilen onca emeği çok kısa sayılabilecek bir zaman dilimine sığdırılarak sınavlarla sonuçlanması çoğumuzun aklında soru işaretleri bırakmıştır,bırakacak da.sınavdan önce olabilecek herhangi bir aksaklıktan dolayı telafisinin olamayacağı bir sisteme tabi tutulmamız hiç de iç açıcı bir konu değildir.Türkiye de geçmişten günümüze dek sınav sistemiyle ilgili çığır açıcı bir örnekle karşılaştığımız varsayılamaz.ne zaman ne olacağı bilinmeyen karmaşık bir sistemin varlığından haberdarız.bu yüzden pek gelişme gösterdiği kabul edilemez bir gerçektir.bunun yanında yapılan mülakat sınavlarında da dönen onca torpil de cabası...pısa sınavlarına gelince türkiye ilk olarak 2003 yıllarında katılım göstermiştr.yapılan sınavlar sonucunda türkiye geçmişten bu yana ortalama olarak yılda 2,5 puan artış göstererek yükselme göstermiştir.fakat bu ülkede sınavdaki artş göz önünde olmasına rağmen pısa kültürü bu ülkede yerleşmemiştir. PISA’dan elde edilecek en önemli başarı sonuçları eğitim politikalarına katkı mahiyetinde değerlendirebilmek ve okuyabilmekten geçiyor. demek oluyor ki bu pısa kültürünü kendi eğitim sistemimizi yok ettikleri (karmaşıklığa sürükledikleri) gibi bunu da o şekilde yapmamaları ülke adına önemli bir gelişme olacağını kanıksıyorum..
|
|
|
Post by mucahitece on Sept 2, 2016 17:54:12 GMT
Türkiye KPSS,ALES,TEOG gibi sınavlarda eğitim sorunlarını görmesine rağmen uluslarası sınavlarlarda(PİSA) daha hayran bakıcı bir yapıyla yaklaşmıştır. Pisa sınavları baz alındığında Türkiye her sınavda ülkeleri ikiye bölen “ortanca” ve ortalama değerin altındadır.Bu bilgiler dikkate alındığında Türkiyenin uluslarası sınavlardaki başarı durumunun ne kadar düşük olduğunu ortaya koymaktadır. İnsani Gelişme Göstergesine göre 186 ülke arasında 90. Sırada yer alan Türkiye PISA 2009 sınavına katılan 63 ülke arasında da PISA 2012 sınavında da Đnsani Gelişme Göstergesi ölçüt alındığında 56. sıradadır. Bu PISA’ya katılan öğrencilerimizin ülkeyi yönetenlerden çok daha başarılı olduklarını göstermektedir.Bu cümlelerden cıkarımımız Türkiyedeki yöneticilerinde sınavların düzenli ve sistemli başarı oranını artırıcı şekilde yürütülmesinde etki oranının düşük olduğunu göstermektedir. Sınavsız değerlendirme yapılmasını yanlış buluyorum. çünkü sınavsız değerlendirmenin güvenirliği ve gecerliliği düşük olduğu için bize güvenilir sonuçlar veremeyecektir. bu sebepten ötürü sınavlar öğrencinin başarı düzeyinin ne aşamada olduğunu bize güvenilir ve gecerlilk bakımından daha somut yansımaktadır. Ülkemizde yapılan ve ülkemizin katıldığı sınavların sonuçlarını değerlendirdiğimiz de ülkemizde eğitim sistemine daha çok emek harcanması gerektiğini düşünüyorum. eğitimin aileden başladığı düşünüldüğün de anne- baba eğitimi başta olmak üzere , hizmet içi eğitim,sınıf ortamının iyileştirilmesi ,öğretmenlerin gelişime açık olması şarttır. (Kaynak,Ali Baykal bu Pisa Acılı Olmuş Usta makalesi) Ülkemizin ulusal ve uluslararası düzeydeki başarısı yani başarısızlığı ortadır. Peki bu sınavlarla insani gelişim göstergesi arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?
|
|
|
Post by mihribanozbek on Sept 2, 2016 20:02:27 GMT
Ülkemizde uygulanan bu sınavlar başarı düzeyimizi ölçerek belli yerlere gelmemizde bir aşama olarak görülüyor. Liselere, yüksek öğretimlere girişte ölçüt olarak kabul ediliyor. Yurtdışında da bir takım sınavlar var ama insanlar ülkemizdeki kadar stres içerisine sokulmuyor. Ayrıca hala ne yazık ki bazı konularda uluslararası düzeyde geride kalıyoruz. Sadece sınavlara bu kadar fazla anlam yüklenerek öğrencilerin fazla zorlanmasını doğru bulmuyorum. Eğitim sisteminin öncelikli olarak düzeltilerek bu sorunun aşılabileceğini düşünüyorum.
|
|
|
Post by serkanucler on Sept 2, 2016 20:24:08 GMT
Türkiye'nin hem ulusal hem de uluslararası sınavlarda başarısız olduğunu düşünüyorum.Bunun altında da sürekli değişen eğitim sistemimizin ve ezberci sistemin yattığını düşünüyorum. Pisa sınavlarına giren ülkelere baktığımızda hepsinin eğitim sistemleri oturmuş ve öğrencilerin öğrendiklerini pratiğe dökmeleri ön plandadır.Ülkemizde ise her sene değişen eğitim sistemi olduğu için öğrenciler duruma adapte olamamakta ve istedikleri başarıya ulaşamamaktadırlar. Sınavsız değerlendirme yapılabilir, buna mülakat örneğini verebiliriz. Bizim ülkemiz için konuşursak mülakatın diğer adı torpildir ve bu da sınavların güvenirliliğini düşürmektedir. Arkadaşlar şu an öğretmen adaylarının öğretmen olabilmesi için KPSS+Mülakat şartı koydular. Bunu ne kadar doğru buluyorsunuz? Düşüncelerinizi merak ediyorum.ülkemizde sürekli sınav sistemleri değiştiği için sınav adayları için bu olumsuz bi durum.mevcut sisteme adepte olana kadar yeni bi sistem ortaya çıkyo her sene.bu yüzden yanlış bi işleyiş var bu sistemde diyebilirim.
|
|
|
Post by serkanucler on Sept 2, 2016 20:29:35 GMT
Sınav sisteminin sık sık değiştirilmesi öğrenci başarısını sizce nasıl etkilemektedir? Ne gibi sorunları da beraberinde getirmektedir? bir ülkede ki eiğitim-sınav sistemi her sene değişmemesi lazım.sistemlerin uzun ömürlü olması lazım.her yıl çıkan sisteme sınav adaylarının yeniden motive adapte olması lazım.bu da sınav adaylarını, neticesinde öğrenci başarısını olumsuz etkiler
|
|
|
Post by mervesarıoğlu on Sept 2, 2016 20:33:11 GMT
Türkiye bu sınavlarda başarısız olduğunu düşünüyorum. Çünkü geçmişten gelen ezberci ve öğretmen merkezli Öğretim uygulanmaktaydı. Buda öğrencinin başarısını gelecekte yapılan bu sınavları etkilemiştir. Eğer bir öğretmen yeterli ve bilinçli ortak yetişmiş olsaydı biz bu sınavlarda biraz daha başarılı olabilirdik. şimdiye kadar öğrencilere hazır bulunuşluluk ön plandadır ve her öğrenci bir olmadı için bunlar etkiliyor. biz ne kadar bilinçlenip bazı şeyleri sorgularsak eğitimde öğrenmede yeni öğretim teknikleri kullanarak öğrencide bilgiyi kalıcı hale getirerek bu sınavlarda başarılı olmalarını sağlanabilir. sınavsız değerlendirme yapılabilir bence
|
|
|
Post by Selda HEPŞEN on Sept 3, 2016 0:07:11 GMT
Bu tür sınavların başarı durumunu ölçmede kesinlikle yeterli olduğunu düşünmüyorum.Bunu şu şekilde izah edebilirim:İnsanlar hayatlarının hemen hemen önemli kısmını bu sınavlara hazırlanmakla geçiriyor.Fakat sınav günü geldiğinde bazı olumsuz durumların sebebiyle o hayatlarının önemli kısmı kuş misali uçup gidebiliyor.Bu nedenle bu sınavlardan alınan sonuçların başarı belirlemede yetersiz olduğu kanısındayım. Elbette sınavsız değerlendirme yapılabilir.Bu sınavlara girecek bireylerin eğitim süreçleri ve bilgi beceri yetenekleri değerlendirilebilir ve sonuçları doğrultusunda başarı değerlendirmesi yapılabilir.
|
|
|
Post by Semra_ozturkk on Sept 3, 2016 0:42:52 GMT
Ülkemizde okuyan insanlar belli zamanlarda bir elekten geçiriliyor.Bu belki bir zorunluluk, gereklilik ancak insanlar kendileri için belirlediği ideallere ulaşmak adına yıpratılıyor. Ulusal ve uluslararası düzeyde uygulananan sınavlarda Türkiye'nin başarı durumu bu açıdan iyi bir noktada değil. Sınavsız bir değerlendirme pekala yapılabilir ancak bu durum birçok sıkıntıyı da beraberinde getirecektir.
|
|
|
Post by sezginerdinc on Sept 3, 2016 6:48:56 GMT
Ulusal (KPSS, ALES, TEOG, vb.) ve uluslararası (PISA, PIRLS, vb.) düzeyde uygulananan sınavlarda Türkiye'nin başarı durumunu tartışınız. Sınavsız değerlendirme yapılabilir mi tartışınız. Türkiye'de geçmiş günümüze Türk dünyasında tam anlamıyla sistemleşmiş bir sınav yada eğitim ve öğretimin olmadığı aşikardır. çünkü geçmiş günümüze bakarsak hatta günümüz Türkiyesinde bile neredeyse her yıl bir sınav sistemi oluşturulmaya çalışılmış ve de bunların geçerlilik süresi en fazla 4-5 yıl olmuştur. bu yüzden bir çok öğrenci bu sistemlere kurban gitmektedir. bu sistemin tutmadığı avrupa ülkelerinde bile gözlemlenmiştir. mesela isviçre de her kişiye bir üniversite diploması hatta doğmamış çocuğa bile diploma düşmekte olduğunu görmekteyiz.bu nedenle dünya da bile insanın bilgi ve becerilerini ölçen tam anlamıyla bir sınav yada insan sistematik bir şekilde eğitim veren bir sistem oturtulamamıştır.sınavsız bir dünya düşlediğimiz de ise insanların bu sistemi suistimal edebileceği aşikardır. sınavsız bir dünya düşleyemeyiz görüşündeyim.
|
|
|
Post by gokhandemirci on Sept 3, 2016 7:30:34 GMT
Türk eğitim sisteminin şuan ki durumuna baktığım zaman ben öğrenci olarak ezbere dayalı bir yapı görüyorum. öğrenciler kendilerine faydalı olacak şeyleri değilde kpss ygs lys gibi sınavlara girmeleri için yetiştiriliyor. ve bana göre bunlarda belirleyici sınavlar olmamakta çünkü öğrenci üniversite hayatı boyunca çalışmaz ama son seneye geldi mi kpss ye hazırlanır atanır gider yani böylemi olması gerekiyor. kpss yi yaptın bari mülakat koy ne bileyim onun gerçekten o işi ypmak istediğine dair bi görüş elde et çalış gir memurluğa yanlış. Bu durum uluslar arası yapılan sınavlarda da Türkiyenin ne durumda olduğunu bize göstermektedir.son olarak ben eğitimin sınavsız olarak yapılabileceğine inanıyorum ancak bu şekilde ve bazı samimiyetsiz hocalarla bu işin olacağına inanmıyorum. ders süreleri biraz uzatılır öğretmenler öğrencileri sınıflardaki durumlarına göre değerlendirir bunu bilen öğrenci sınıfta derse katılmak için önceden hazırlığını yapar hocada sınıftaki performansına göre notunu belirler, sınıf içi tartışmalara da böylece katılım yüksek olur herkes kazanır. sınav olduğunda yat, yat sınav akşamı çalış oluyor bunun önüne de geçecek olanlarda bizleriz.
|
|
|
Post by nergizkonuk20 on Sept 3, 2016 11:12:17 GMT
Ülkemizdeki öğrencilerin istenen hedeflere ulaşma düzeyleri,bilindiği gibi yapılan çeşitli ulusal ve uluslararası sınavlar ile belirlenmeye çalışılmaktadır. Ulusal düzeyde yapılan öğrenci başarısını belirlemeye yönelik sınavlar (KPSS, ALES, TEOG vb) ve uluslararası düzeyde yapılan PISA, TIMMS ve PIRLS projeleri öğrenme çıktılarının yetersiz olduğunu göstermektedir (MEB-PISA, 2005). Bu araştırma sonuçları, ülkemizde aynı yaş grubundaki öğrencilerin diğer ülkelerdeki akranlarına göre bazı hedeflere ulaşmada yetersiz olduğu yönünde işaretler vermiştir (MEB-PISA, 2005). Öğrencilerimizin, özellikle okul öğrenmelerini günlük yaşamda karşılaştıkları problemlerin çözümünde kullanma bakımından önemli eksiklikleri olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçları ve değişik ülkelerdeki örnek uygulamalar göz önünde bulundurularak, 2005–2006 öğretim yılı itibari ile ilköğretim 1–5 sınıfları ve kademeli olarak 2006–2007 öğretim yılından itibaren diğer sınıflar için hazırlanan yeni öğretim programları tüm yurtta uygulanmaya başlamıştır. Yapılandırmacı yaklaşımın temel alındığı programlarda, bilginin öğrenci tarafından yapılandırıldığı kabul edilmektedir. Bu yaklaşımın bir gereği olarak öğretmen merkezli bir öğretimden uzaklaşılarak öğrenci merkezli öğretim yöntemi benimsenmekte; öğrenci-öğretmen ve öğrenci-öğrenci etkileşimine aile ve çevrenin de katılımı amaçlanmaktadır. Öğretim programlarındaki bu değişiklik derslerin içeriğinde, öğretim yöntemlerinde, kullanılan araç ve gereçlerle ölçme ve değerlendirme yöntemlerinde de değişikliklere neden olmuştur. Geleneksel yöntemlerde öğrenci başarısının değerlendirilmesi, genellikle öğretim sürecinden ayrı ve daha çok ürüne ağırlık verecek bir şekilde ele alınmakta; bu amaçla daha çok seçmeli ve kısa cevaplı testlerle, yazılı ve sözlü yoklamalara önem verilmektedir.Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında ise ölçme ve değerlendirme, öğretim sürecinin bir parçasıdır ve sadece öğrenmenin başında ve sonunda değil, öğrenme süreci boyunca her önemli noktada yer alır. Sürece de ağırlık vermesi nedeniyle eski yaklaşıma göre daha çok ve çeşitli ölçme araç veya yöntemlerinin kullanılmasını gerektirir. Geleneksel olarak kullanılan kağıt-kalem testleri ile birlikte, öğrencinin sınıf içi ve sınıf dışındaki davranışlarını izleyerek, süreç içindeki performansını gözleyerek, ilgisini ve tutumunu ölçerek ve öğrenciyi de değerlendirme sürecine katarak ölçme ve değerlendirmeyi geniş bir açıdan ele alıp öğrenci performansını her yönüyle değerlendirebilmek mümkün olabilmektedir. Öğretmenlerin alışık olması nedeniyle bunlardan daha çok geleneksel nitelikte olanlar tercih edilmekte olabilir; ancak diğerleri ile ilgili uygun araçlar geliştirilip, uygun zamanda kullanılması sağlanarak bunların da yaygınlaştırılması mümkün olabilir.
|
|
|
Post by Betülnur Örene on Sept 3, 2016 11:45:42 GMT
Bugün KPSS'den veya ALES'den yüksek puan almak için ne gerekiyor? Çok çalışmak, çok test çözmek, eksik konu kalmayana kadar çalışmak. Verilen ödevlerdeki araştırmalar ne yazık ki bir kartona yapıştırmak veya dosyaya pilot kalemle yazmaktan ileri gidemiyor. Kim size çıkıp da daha önce hiç bulunmamış bir fikir bulmanızı, bu fikriniz karşılığında sizin fikrinizi gerçeğe dökmeniz için seferber olunacağını söylüyor? Bizler ne yazık ki bu tür şeyleri not korkusuna, not için yapıyoruz. Bunun için önce eğitim sisteminin değişmesi gerektiğini düşünüyorum Finlandiya'daki yenilikte olduğu gibi.. PISA 2016 sonuçlarına göre matematikte Asya ülkeleri yine ilk sıralara yerleşmiş. Türkiye ise 64 ülke içinde matematikte 45’inci sırada yer almıştır. Bu da sanırım her şeyi açıklamakta..
|
|
|
Post by eren arduç on Sept 3, 2016 11:48:31 GMT
Bu tür sınavlar daha başarılı olmaktadır. Mülakat sınav sistemi tamamen objektif (nesnel,tarafsız) olma durumu çok düşük pek güvenirliği iyi değildir. Kişisellik ön plana çıkabilir mülakat sınavlarında.
|
|
|
Post by hicrancoskun on Sept 3, 2016 12:52:30 GMT
Sınavlar bir ölçme aracıdır. Öğrencinin aldığı eğitimin sonucunda belirlediği genel bir sınava tabi tutulmalarıdır. Bu sınavların asıl amacı bilen ile bilmeyin kişiyi ayırmaktır. Şahsımca iyi,verimli,aktif,içedönük (ve daha da sayılır) bir öğretmen kazanılmış iyi ve faydalı bir insan yetiştirmedir. Evet öğrencinin ilk arkadası, eğitim yuvası ailesidir daha sonra cevresi (okul, iş ortamı vb) gelir. Konumuza dönmek gerekirse ülkemizde yapılan sınavlar öğrencinin tam anlamıyla bilgisini ortaya dökmüş değildir. Biz öğrenciler sınavlardan dolayı( Kpss ales teog..) büyük bir yarış içerisindeyiz.Elbette KPSS, TEOG, ALES gibi sınavlar olmadan da her hangi bir değerlendirme de kesinlikle yapılamaz sebebi şudur ki bu sınavlar olmazsa objektiflik düşer daha çok subjektif bir yaklaşım söz konusu olur. Ülkemizde de her yıl sınavın değişmesi öğrencinin basarı düzeyini aza indirmektedir. Her yıl sınava hazırlandığımızda acaba şimdi ne değisecek soruları ile karşı karşıya kalmaktayız. Ulusal ve uluslararası (PISA, PIRLS.. ) sınavlarda da basarı düzeyimiz apacık ortadadır. Öğrenci ilk basta eğitime baslarken büyük bir heyecan ile baslıyor ancak sonraları hayattan kendini soyutlayarak sınavlar ile boğuşmak zorunda kalınıyor. Kaygım şu yönde evet öğrenci bu hüsran ile karşılasıyor ancak öğretmenlerin de hiç bir günahı yok diyemeyiz. Evvela dediğim gibi öğrenciyi okula sevdirecek olan eğitimcidir. eğitimin doğru, anlaşılır,sırf ezbere dayalı olmadan sevdirerek verildiği takdirde basarı düzeyimizin de artacağı kanısındayım.Öğretmenler öğrencileri iyi takip edip neyde başarılı neye yatkın olduğunu görmesi gerekiyor. Bu nedenle Sınavsız değerlendirme de olmaz he olursa daha adil daha demokrat daha akılcı bir çözüm bulursak olur. Ama bulamadığımız takdirde olmaz. Mesela 100 tane öğrenci var 100 kişilk yer var sınava hala ihtiyaç var mı evet var. 100 tane öğrenci var ama o 100 tane öğrencinin 10 tanesi Fen lisesi. 100 kişilk yer var ama bunun 10 kişisi Fen lisesi nasıl yapacağız evet sınavlar gereklidir ve değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. İşte öğrenciyi birbirinden ayırmak gerekiyor neye göre sadece bilgiye göre değil, o bilgiyi kullanma becerisine göre, karar vermesine göre,dayanıklılığa göre,heyecanlanmamaya göre, donanımlı olmaya göre değerlendirilir. Öğrencinin neye yatkın olduğu araştırılıp ona yönlendirmek ve ilerlemesini sağlamak eğitimcinin en başta görevidir.
|
|