ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE PEDAGOJİK FORMASYON PROGRAMLARI

Bugüne değin birçok dahiler gelip geçmiştir ancak hiçbir dahi öğrenci yetiştirememiştir. Yani dahi olmak öğrenci yetiştirebilmek anlamına gelmez. Öğretmenlik bir alan bilgisi gerektirir ki bu bilgiler doğrultusunda bizi aydınlatacak kurumların üniversiteler olması gerektiğinin kanısındayım. Aksı takdirde MEB yapacağı reformla birlikte öğretmenlere atandıktan sonra vereceği pedagojik formasyon eğitiminin ne kadar etkili ve yeterli olacağı konusunda aklımda soru işaretleri var. Reformu Fen - Edebiyat fakültesi kurumuna nitelikli eleman seçme yolunda gerçekleştirsek ,akademik bilgiden zengin öğretim elemanları yetiştirmekle çözüm bulsak, bu programa yerleşen öğrencilerin giriş puanlarını yükseltsek, daha az öğrenci yerleştirsek,hakkıyla bilim insanı yetiştirsek de milletçe kalkınsak...
Keşke.Keşke demesek keşke.

Açıkça konuşmak gerekirse formasyon alan bir sürü insan var ve çoğu da alayım bir kenarda dursun işime yarar diyor.Ne yazık ki çok acı bir durum bu.
Benim çok üzüldüğüm bir konu bu.Yani hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum demek ki öğretmenlik kutsal bir meslek, gönül mesleğidir.Formasyon alımlarında neredeyse 1000 kişiye yakın formasyon alıyorlar ve bu 1000 kişinin hepsi  de  öğretmenlik vasıflarını bir eğitimci olarak görmüyorum.
Öğretmenlik,Öğretmenlik yapmayı aşmak demektir.Herkes öğretmenlik yapabilir ama bunu aşmak işte burada eğitimci olmak toplumu aydınlatmak demektir.
Bence formasyon dersleri daha özgün olmalı şuan burada teori öğreniyoruz bu demek değildir ki iyi bir öğretmen olacağız aksine sınıflara girip,çocuklarla beraber olmaktır Yani sahaya inmemiz lazım.Öğretmen iyi bir gözlemcidir ,gözlemin iyi gelişmesi için bir sınıf ortamı ve içinde öğrenciler bulunmasıdır.
Ben bugün 23 yaşındayım her gün öğreniyorum ve öğrenmeye devam ediyorum çocuklarım,kuzularım için onlara anlatacağım çok şey var ve bir matematikçi olarak onlara 'Neden matematik sevilmesin' bunu anlatacağım iyi bir eğitimci kendini sürekli yenilemesi demektir.
Ben cevabımı şöyle vereyim' KESİNLİKLE FEN FAKÜLTELERİ VE PEDAGOJİK EĞİTİM'!
Diplomalar,sertifikalar,madalyalar bunların hiçbiri öğretmen olmak  için yeterli değildir hatta ilgisi de yoktur.Öğretmenlik anlatabilme yeteneğidir ve iyi bir gözlemcidir ne kadar konuyu iyi bilirseniz bilin çocuğun dilini anlamayıp ve konuşamazsanız,anlatabilme gibi bir yeteneğiniz yoksa ve ÇOCUKLARI SEVMİYORSANIZ BU SERTİFİKAYI DA ALMAYIN!

Üniversitemizin fen fakültesi matematik bölümü öğrencisi olarak Pedagojik Formasyon eğitimini aldığım için aslında çok şanslı hissediyorum. Çünkü öğretmen yetiştirme olarak sadece eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirilmesi günümüzde çok önemli gibi görünürken aslında fen edebiyat fakültelerinde ( eskisi gibi ) öğretilen eğitimin çok kapsamlı ve ciddi olduğunu düşünüyorum . Ama şu anda verilen pedagojik formasyon eğitimininde örgün olarak yapılmaması bir o kadar üzücü. Çünkü gördüğümüz derslerin bizzat sınıf ortamında ve sınavların yoruma dayalı olması bir o kadar güzelleştirirdi bu programı. Bilgilerin derinliği ve güzel oluşu öğretmenlik yolunda bizim ışığımız olabilir. Çoktan seçmeli sınavlar ve öğrencilerin ders takibini önemsemediği bir ortam söz konusu olduğu içinde aslında bir o kadar güzel olan serfitikanın sanki bir amaç için belge gözüyle bakılması biraz acımasızca.

Tabi ki eğitim fakülteleri bizim 1.5 ayda aldığımız eğitimi onlar 4 senede alıp hem kendi öğretmenlik becerilerini hemde dersin içeriklerini kavramada bizden daha üst seviyededirler. Ancak olaya ingilizce gibi bölüm dersleri açısından bakarsak,bölüm okuyarak pedagojik formasyon belgesini alan eğitmenlerin eğitim fakültesi mezunlarına göre daha bilgili ve daha kapsamlı bilgilere sahip olduğu da göz ardı edilemez. Öğretmen yeterliliği,öğretmenin öğrencilere istendik davranışları aktarabilmesi ve bilgiyi öğrencilere kendilerini rahat hissettirerek,özgüvenlerini ve becerilerini geliştirerek aktarabilmesidir. Kazandırabildi en azından daha önce bilmediğim birçok şey hakkında kapsamlı olmasa da konular hakkında genel bir bilgiye sahip oldum en azından bu konu başlıklarını araştırarak detaylı bilgilere sahip olup nereden nasıl başlayabileceğimi bileceğim.

Eğitim olgusu, farklı nitelikte ve özellikte olmakla birlikte insanlığın geçmişi ile başlayan bir süreçtir. Her devirde farklılık göstermesine rağmen temelde ortak olan nokta, bireyin eğitilmesidir. Eğitilme yolları ise, devirden devire, ülkeden ülkeye, toplumdan topluma, hatta daha da özelleştirirsek, toplumu oluşturan çekirdek birim olan aileden aileye öz ve biçim açısından farklılık gösterir. Bu konuda en belirgin ölçüt toplumların gelişmişlik düzeyi ve bunu izleyen toplumların gelişen teknolojik ürünlerden yararlanma olanaklarıdır. Özellikle günümüzde teknolojideki hızlı gelişmeler eğitim yollarında da kendini göstermiştir. Bireylerin bu hızlı teknolojik gelişmelere ve yaşama uyum sağlayabilmeleri nitelikli eğitim olanaklarının sağlanması ile mümkündür.Bir meslek adamının mesleğinde başarılı olup, doyuma ulaşılabilmesi için mesleğinin gereklerine inanması, bilmesi ve uygulaması zorunludur.Mesleğininin inceliklerini tabiki de eğitim dersleriyle alacaktır eğitim fakülteleri daha geniş bir yılda bu drsleri aldığından kalıcılığı daha yüksektir.Başta da belirttiğim gibi eğitim olgusu yaşam ile başlar bu nedenle bir döneme sığdırma gibi bir imkan olamaz fakat bu mesleğin incelikleri de bu derslerle öğrenilir.

Pedagojik formasyon programları bence pek tartışmaya açık bir konu değil. Hızlandırılmış 2 aylık,uzaktan eğitimle alınan bu program katkıları ortadadır. Pedagojik formasyonun herkesin alıyo olmasıda aynı şekilde programı düşürmektedir. Bu kadar kısa sürede verilen eğitim bir öğretmen olabilmek için yeterli niceliklere sahip olunamayacağı ortadadır. Varolan boşlukları doldurmakta yapıcağımız stajla giderilmiş olabilir. Tabi eğer verimli geçerse bu geçerleşecektir. Öğretmenlik yapmayı planlayan insanların bu mesleği çok sevmesi bu işte kendini geliştireceği anlamına gelir. Ne iş yaparsak yapalım önce mesleğimizi çok sevmemiz gerekiyor.